"Emir ve izn-i İlahî ve havl ve kuvvet-i Rabbaniye ile umum hayvanatın melaikeden bir çobanı, bir nâzırı olduğu gibi; kuş taifesinin de bir çobanı var." İzah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Sualin ikinci şıkkı: Sen, bir mektubunda, şairane bir lâtifeyi yani kuşların, mektuplarını yazmak ve okumak zamanında yanınıza ve şakirtlerin yanına gelmelerini o lâtifeyi ciddî bir tarzda kardeşlerine yazdın. Halbuki o kuşlar, hal-i âlemi ve Risale-i Nur'un hadisata karşı faydasını bilecek mahiyetinden uzaktırlar."

"Elcevap: Emir ve izn-i İlâhî ve havl ve kuvvet-i Rabbâniye ile umum hayvanatın, melâikeden bir çobanı, bir nâzırı olduğu gibi, kuş taifesinin de bir çobanı var. Onlar bilmese de, emr-i İlâhî ile ve ilham-ı Rabbânî ile çobanları onları sevk eder. O sevk-i fıtrî ise, kuşlara gelen ilhama dayanır. Kuşlar, ilhama mazhardırlar ki, yaşı bir günlük bir arı yavrusu, havada, bir gün mesafede gider, o ilham-ı fıtrî ile o sevk-i Rabbânî ile yolunu şaşırmadan dönüp, gelip yuvasına girer."(1)

Nasıl balıkların; balinadan hamsiye kadar binlerce türü ve cinsi varsa, aynı şekilde meleklerin de dört büyük melek ve arşın meleklerinden tut ta bir damla yağmura nezaret ve tasarruf eden meleklere kadar sayısız türleri ve cinsleri vardır.

Allah, kâinatta her bir mahlûkunu temsil ve tevkil edecek melaike ile donatmıştır. Her bir melek vekâlet ettiği mahlûkun ibadet ve tesbihini temsilen ve tevkilen Allah’a takdim etmekle kalmıyor, bir insanın iradi işlerindeki tasarrufu gibi, o melek de o mahlûkat üzerinde tasarruf ediyor. Yani melek o mahlûkun adeta bir ruhu hükmünde oluyor.

Mesela, bir ağaca vekâlet eden melek o ağacın ruhu, ağaç ise o ruha bir ceset mesabesindedir. Ruh insan bedeninde nasıl kolay bir şekilde tasarruf ediyor ise, melek de o ağaç üzerinde o şekilde tasarruf ediyor denilebilir. Melek ile ağaç, ceset ile ruh gibi münasebet peyda ediyor. Ayetin cansız varlıkları canlı ve şuurlu bir şekilde tesbih ediyor diye tasvir etmesinde, meleğin büyük bir hissesi vardır.

Her bir mahlûka nezaret ve vekâlet eden bir meleğin olduğu hadis ile sabittir. Mesela, bir ağaca vekâlet eden melek, ağacın her bir yaprak ve dallarının fıtri bir dil ile yaptığı tesbih ve takdisi kendi namına Allah’a takdim eder. Bu takdimi yapabilmesi için Allah o meleği ağaç suretinde yaratmıştır. Yani melek ağacın her bir yaprak ve dallarını temsil edecek fıtri bir ahvale sahiptir. Bu yüzden, melekler vekil ve nazir olduğu mahlûkun şeklinde yaratılmışlardır.

Mesela İsrafil (as) bütün yeryüzündeki canlı ve hayatlı mahlûklara nezaret ve vekâlet eden umumi bir melek olmasından, bütün mahlûkatı temsil edebilecek acayip bir fıtrata ve ahvale sahip olması gerekir. Nasıl ki, bir ağacın her bir yaprağı bir dil hükmünde olup, yaprakları adedince ağza ve dillere sahip oluyor; aynı şekilde bu ağaca nezaret eden meleğin de ağacın yaprağı adedince dilleri ve ağızları oluyor. Aynı şekilde bütün yeryüzüne nezaret eden İsrafil (as)’in nasıl bir bedeni olduğunu düşünmek insana hayretli bir dehşet veriyor.

Madem her bir taifeden mesul bir melek var; elbette kuş taifesinden mesul, ona nezaret ve vekâlet edecek bir meleğin olması da mukadderdir. Sadece türlerden değil, türlerin her bir ferdinden mesul melekler de vardır.

Hulasa; meleklerin ihtilaf ve cinsleri nezaret ve vekâlet ettiği mahlûkatın ihtilafına ve farklılığına göre şekilleniyor.

"Evet, elbette bir katre yağmura müekkel olan melek, şemse müekkel meleğin cinsinden değildir." (29. Söz)

İnsanların amellerini yazan melekler başka, farklı mahiyetlere sahip her bir mahlûkun tesbihlerini temsil eden melekler daha başkadır.

Öte yandan, madde âlemiyle hiç münasebeti olmayıp sadece hayret ve tefekkürle, tesbih ve tahmidle meşgul melekler de vardır. Arşa müekkel olan melekler bu gruptandırlar.

(1) bk. Emirdağ Lâhikası-I, 53. Mektup.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 3.556
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yükleniyor...