"Evet, nasıl cismani şeylere cam ve su gibi maddeler ayine olup, cismani bir tek şey o ayinelerde bir külliyet kesb eder..." İzah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Evet, nasıl cismani şeylere cam ve su gibi maddeler ayine olup, cismani bir tek şey o ayinelerde bir külliyet kesb eder. Öyle de nurani şeylere ve ruhaniyata dahi, hava ve esir ve âlem-i misalin bazı mevcudatı, ayineler hükmünde ve berk ve hayal süratinde birer vasıta-i seyir ve seyahat suretine geçerler ki, o nuraniler ve o ruhaniler, hayal süratiyle o meraya-yı nazifede ve o menazil-i latifede gezerler. Bir anda binler yerlere girerler."

"Ve her ayinede, nurani oldukları ve akisleri onların aynı ve onların hasiyetlerine malik oldukları için, cismaniyetin aksine olarak, her yerde bizzat bulunur gibi hükmederler." (Sözler, Otuz İkinci Söz, İkinci Mevkıf.)

Cenab-ı Hakk’ın bütün mahlukatı sonsuz bir kolaylıkla yaratmasına ve idare etmesine akıl erdiremeyen şeriklerin vekiline bu ulvi hakikati izah ve ispat etmek üzere temsil yoluna başvurulmuş ve “Bir tek zat-ı müşahhas, muhtelif ayineler vasıtasıyla külliyet kesbeder.” düsturundan hareket edilerek, konu safhalar halinde ele alınmıştır.

İlk olarak cismani eşyanın yani gördüğümüz maddi varlıkların bile bu hakikate bir misal olabileceklerini nazara vermek üzere “cismani şeylere cam ve su gibi maddeler ayine olup cismani bir tek şey, o ayinelerde bir külliyet kesbeder.” buyurulur.

Üstad Hazretleri cismani varlıklara cam ve suyun ayna olması gibi ruhanilere de “hava ve esir ve âlem-i misalin bazı mevcudatı”nın ayna olabileceğini beyan ediyor.

Âlem-i misal; maddi âleme göre daha latif, ruhlar alemine göre ise daha kesif olan bir ara alemdir. Üstat Hazretleri insanın hayalinin bu âlemden haber verdiğini kaydeder.

Cam ve su maddi varlıklar olmakla birlikte, kendilerinden daha kesif olan cisimlere, mesela bir insana, bir taşa ayine olabiliyorlar, yani o kesif maddeler onlarda temessül edebiliyor. O halde nurani şeylere ve ruhaniyata da onlara nisbeten daha kesif diyebileceğimiz hava, esir ve alem-i misalin bazı mevcudatı ayine olabilirler. Bunlar onlarda tecelli edebilirler ve kendilerine göre çok daha latif olan o menzillerde hayal süratiyle gezebilirler.

Bir ruhani, mesela bir melek çok aynalarda birlikte görünebilir ve nurani olduğu için o aynalarda bizzat bulunabilir ve birçok mekânda birlikte iş görebilir. Bu konu On Altıncı Söz’de teferruatlı olarak izah edilmiştir.

O Söz’de misal verildiği gibi maddi nurani olan Güneş birçok aynada tecelli edip o aynalara ışığını ve ısısını verebildiği gibi, tam nurani olan bir melek de tecelli ettiği aynalarda sadece sıfatlarını aksettirmekle kalmaz, kendisi bizzat o aynada iş görür.

Bu misallerin tamamında şu gaye gözetilmiştir:

Bir anda çok işler yapmak mümkündür. İnsan, kendi iradesinin cüzi olması sebebiyle bir anda ancak bir iş yapabilirken, Güneş ve bir melek bir anda sayısız işleri birlikte görebilirler.

Daha sonra Güneş üzerinde önemle duruluyor ve hakikate giden önemli yollar açılıyor.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

Editor (Muaz)
Alem-i misal mevcudat aleminin imajı, misali görüntüsü olduğu için alem-i misalde şu kadar mevcudat var demek bunun hesabını yapmak mümkün değildir. 
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Yükleniyor...