"Evet, vesvese-i sârık, bâvehm-i şübhe-i târık, ne haddi var ki o mârık, girebilsin bu bârık kasra. Hem şârık ki, sur sureler şâhik, her kelime bir melek-i nâtık ki: Lâ İlahe İlla Hu..." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Evet, vesvese-i sârık, bâvehm-i şübhe-i târık, ne haddi var ki o mârık, girebilsin bu bârık kasra. Hem şârık ki, sur sureler şâhik, her kelime bir melek-i nâtık ki: لاَۤ اِلٰهَ اِلاَّ هُوَ "
Kur’an sağlam, sarsılmaz ve parlak bir saray gibidir. Bu saray, öyle muhafazalı ve öyle yüksek bir yerdedir ki, ona vehim, kuruntu ve vesvese hırsızları asla ve kat’a giremezler.
Bu saraya sığınan, insî ve cinnî şeytanların hile ve vesveselerinden emin olur. Çünkü bu parlak ve ışıltılı saraya dinsizlerin ve haksızların yeri olmaz, giremezler.
Kur’an’ın üslubu, delilleri o kadar sağlam ve ikna edicidir ki, okuyucusunu asla şüpheye ve bulanıklığa sürüklemez. İyi niyetle okuyan ondan ancak hidayet ve iman elde eder. Onun her bir suresi, her bir ayeti hatta her bir harfi o yüksek sarayın sağlam surları gibidir. Âdeta her kelimesi, Cebrail misal konuşan bir melek gibi ki La ilahe illallah der.
(1) bk. Sözler, Lemeât.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar