"Ey sersem nefsim! Acaba şu vazife-i ubudiyet neticesiz midir? Ücreti az mıdır ki, sana usanç veriyor?" Dördüncü İkazı ana hatlarıyla izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
“Ey sersem nefsim! Acaba şu vazife-i ubudiyet neticesiz midir? Ücreti az mıdır ki sana usanç veriyor?”
Burada insanın bir işi gönülsüz yapmasının yahut hiç yapmamasının muhtemel iki sebebi nazara veriliyor: O işten bir netice çıkmaması, çıksa da alacağı ücretin yeterli olmaması.
Bu iki meselenin tahliline geçilmeden şöyle bir hakikat de nazara veriliyor:
"Hâlbuki bir adam sana birkaç para verse veyahut seni korkutsa, akşama kadar seni çalıştırır ve fütursuz çalışırsın."(1)
Dünyada insanların ya cüzi bir ücrete karşılık yahut tehdit ve korku ile belli işlerde çalıştırıldıklarına dikkat çekiliyor. Daha sonra, ibadetin ücreti ve isyanın ebedî cehennem gibi büyük bir azabı netice vereceği belirtilerek, insan nefsinin namazdan kaçma yollarının her ikisi de kapatılıyor. Yani, namazın mükâfatı cennet, kılmamanın azabı cehennem. Böylece insan nefsine; “Cennetten büyük saadet, cehennemden büyük azap mı olur?” soruları sorulmuş ve namaz kılmaya yönelmesi istenmiş oluyor.
Bu derste geçen diğer önemli bir mesaj da namaz kılmanın kabirde, mahşerde ve sırattaki büyük neticeleri yanında dünyada da peşin bir mükâfat olarak insanın “âciz ve fakir kalbine kut ve gınâ” olduğu.
Nur Külliyatı'nda insanın sonsuz ihtiyaçlarını kendi irade ve kudretiyle yerine getirmekten aciz bulunduğu sıkça nazara verilir. Sadece bir örnek vermekle yetinelim:
İnsan gecenin gidip gündüzün gelmesine muhtaçtır. Bu ihtiyacının görülmesi için dünyanın saatlerce dönmesi gerekiyor, ama o bunu yapmaktan da son derece aczidir. İşte böyle son derece âciz ve fakir olan bir insanın kalbi, kendi gücünün çok ötelerindeki sayısız ihtiyaçlarının görülmesi için Allah’a ilticaya mecburdur. Bu sığınma ve ilticanın mükemmel şekli ise namazdır. Namazla Rabbinin huzuruna çıkmak, “yalnız ona ibadet etmek, yalnız ondan yardım dilemek”, o âciz ve fakir insanın kalbi için hem en büyük bir kut (gıda) hem de en ileri bir manevi zenginliktir.
1) bk. Sözler, Yirmi Birinci Söz.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü