"Gençlik saikasıyla, o hadsiz elemlerle âlûde zehirli bir bala benzeyen sefihâne ve heveskârâne, muvakkat bir lezzet-i gayr-ı meşruayı ihtiyar eden, hayvandan yüz derece aşağı düşer." Burada hayvandan yüz derece aşağı düşmek ne demektir?
Değerli Kardeşimiz;
Yirmi Üçüncü Söz'de insanın sermayece en âlâ hayvandan yüz derece ileri olduğu halde, dünya lezzetlerinden istifade noktasında serçe kuşu gibi bir hayvandan yüz derece aşağı düştüğü kaydedilir. Bunun sebebi ise şöyle açıklanır:
“Çünkü her gördüğü lezzetinde binler elem izi vardır. Geçmiş zamanın elemleri ve gelecek zamanın korkuları ve her bir lezzetin dahi elem-i zevâli, onun zevklerini bozuyor ve lezzetinde bir iz bırakıyor. Fakat hayvan öyle değil; elemsiz bir lezzet alır, kedersiz bir zevk eder.”(1)
Öte yandan, “lezzet” denilince sadece bedenî zevkleri anlayan kişi, sadece hayvanî lezzetlere nazar etmiş, gerçek zevk olan kalbî hazları, vicdanî lezzetleri ikinci plana atmıştır. Bu haliyle, hayvanî zevkleri en ileri seviyede tadabilse de yine hayvandan yüz derece aşağı bir zevk alır. Çünkü ruhanî lezzetler, cismanî lezzetlerden binler derece daha ileridir.
Konunun bir başka yönü ise şu âyet-i kerîmeye bakmaktadır:
“… Onların kalbleri vardır, bunlarla idrâk etmezler; gözleri vardır, bunlarla görmezler; kulakları vardır, bunlarla işitmezler. Onlar dört ayaklı hayvanlar gibidir. Hattâ daha sapıkdırlar. Onlar gaflete düşenlerin ta kendileridir.” (A’raf, 7/179)
(1) bk. Sözler, Yirmi Üçüncü Söz, İkinci Makam.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü