"... gibi zatların nezaretinde o düsturumun muhafaza edilmesini vasiyet ediyorum." Söz konusu "o düstur" nedir?
Değerli Kardeşimiz;
"O düstur"un ne olduğu bahsi geçen mektubun başındaki şu paragrafta ifade edilmektedir:
"Evet, şiddet-i fakr ve istiğna ile hediye almamakla beraber, Cenab-ı Hakka hadsiz şükür olsun ki, yasak olmayan daktilo makinesiyle intişar eden Risale-i Nur'un verdiği sermaye ile şimdi mânevî Medresetü'z-Zehranın dört beş vilâyetinde hayatını Risale-i Nur'a vakfeden ve nafakasına çalışmaya zaman bulamayan fedakâr Nur talebelerinin tayınatına acip bir bereketle kâfi gelen ve Nur nüshalarının fiyatı olan o mübarek sermayeyi ben öldükten sonra da o hâlis, fedakâr kardeşlerime vasiyet ediyorum ki, altmış yetmiş sene evvelki kaidemi yetmiş sene sonraki şimdiki düsturlarıma aynen tatbik etsinler. İnşaallah Risale-i Nur'un tab' serbestiyeti olsa, o düstur daha fazla inkişaf eder."(1)
“Şiddet-i fakr ve istiğna ile hediye almamak” prensibi, Üstad Hazretlerinin hayatının en mühim bir düsturu olmuştur. Ve bu prensibin kendinden sonra da devam etmesini arzu etmektedir. Hususan iman ve Kur’an hizmetinde bulunan vakıf ağabeylerin bu düstura çok dikkat etmesini istiyor.
O dönemde Risale-i Nur'un telifinden elde edilen gelir hem az hem de hükümetin baskısı altında olmasına rağmen, bu düstur asla terk edilmemiştir. Günümüzde hem serbestlik var hem de maddî imkânlar oldukça fazladır. Bu bakından, bu düstur daha güzel bir şekilde ifa edilebilir.
(1) bk. Emirdağ Lâhikası-II, 136. Mektup.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü