"Günahlardan gelen yaralar ve yaralardan hasıl olan vesveseler..." İnsanlarda olan vesvese, psikolojik rahatsızlıklar vesaire, hep günahlardan dolayı oluyor diyebilir miyiz?
Değerli Kardeşimiz;
"... Bahusus nasıl ki o Hazretin yaralarından neşet eden kurtlar, kalp ve lisanına ilişmişler; öyle de bizleri, günahlardan gelen yaralar ve yaralardan hasıl olan vesveseler, şüpheler (neûzü billah) mahall-i iman olan bâtın-ı kalbe ilişip imanı zedeler ve imanın tercümanı olan lisanın zevk-i ruhanisine ilişip zikirden nefretkârane uzaklaştırarak susturuyorlar." (Lem'alar, İkinci Lem'a)
Ekseriyetle vehim, vesvese ve buhranların kaynağı gaflet ve günahlardır diyebiliriz. Lakin yüzde yüz demek doğru olmaz, çünkü salih insanlarda da vehim ve vesveseler görülebiliyor.
Üstelik vehim ve vesvese, aşırı olmamak şartı ile insanın manen terakki edip teyakkuzuna da vesile olduğu için, her insanda görülebilir.
Üstad'ımız bu inceliğe şu şekilde işaret ediyor:
"İfrata varmamak, hem galebe çalmamak şartıyla, asl-ı vesvese teyakkuza sebeptir, taharriye dâidir, ciddiyete vesiledir. Lakaytlığı atar, tehavünü def eder. Onun için, Hakîm-i Mutlak, şu dar-ı imtihanda, şu meydan-ı müsabakada bize bir kamçı-yı teşvik olarak, vesveseyi şeytanın eline vermiş, beşerin başına vuruyor. Şayet ziyade incitse, Hakîm-i Rahîme şekva etmeli اَعوُذُ بِاللّٰهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ demeli." (Sözler, Yirmi Birinci Söz, İkinci Makam)
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
İman kalp ile tasdik dil ile ikrardan ibarettir. Yani imanın asıl yeri kalptir dil ise bu imanı görünür hale getiren bir tercüman bir işaret oluyor. Kalp ile onayladığımız şeyleri dilimiz ile ifade ederiz dilin tercüman olması bu anlama geliyor.
Şayet kalbin içindeki iman ve inancımızı dilimiz ile ifade etmemiş olsa idik kimse bizim neye inandığımızı bilemeyecekti. Dil kalbimizdeki inançları, zihnimizdeki düşünce ve görüşleri hayalimizdeki tasavvurları ilan ve izhar eden bir tercüman gibidir.
Kısaca dil insanın manevi aleminde bulunan ama gözle görülmeyen bütün duygu ve cihazların birer sözcüsü birer tercümanı hükmündedir.
Allah cc. razı olsun.
İşlenen her bir günah maneviyatı sarsıyor imanın zayıflamasına neden oluyor maneviyat sarsılıp iman zayıflayınca şeytan boş durmayarak vehim ve vesvese bombardımanına başlıyor hedef manevi zararı daha da çoğaltıp kalıcı bir hale getirmek.
Bedene vurulan darbe yaraya sebep olur yara enfeksiyona enfeksiyon da ciddi hasatlıkları beraberinde getirir. Aynı durum maneviyat için de geçerlidir günah darbe imanın zayıflaması yara vehim ve vesveselerin istila etmesi de manevi marazlar oluyorlar.
İşlenen günahlar çabuk tövbe ve istiğfar ile imha edilmezse kalıcı hasarlara ve hastalıklara sebebiyet veriyor. Vehim ve vesvese de bu hastalıklardan bazıları oluyor.
Günah işlediğimiz zaman gunahtan bizlerden manevi yaralar açılıyor gunahin faturasi gibi peki biz gunahmizdan tövbe ettiğimiz zaman o yaralar ve o gunahin getirdiği maddi ve manevi yaralar da düzeliyor mu yoksa onun zararı kalıyor mu?
Allah sonsuz merhamet sahibi olduğu için günahkar kullarına af kapısını açık tutuyor. Samimi bir şekilde tövbe ve istiğfar edenlerin günahlarını silmekle kalmıyor bu günahlardan hasıl olan manevi yara ve izlerini de gideriyor.
“Günahından tam olarak dönüp tövbe eden, onu hiç işlememiş gibidir.” (İbn Mâce, zühd 30; et-Taberânî, el-Mu’cemü’l-kebîr, 10/150)
“Kul bir günah işlediği vakit, kalbinde siyah bir nokta oluşur. Eğer tövbe edip vazgeçer, af dilerse kalbi yine parlar. Ama tekrar günaha dönerse, o leke büyür, nihayet bütün kalbini ele geçirir.” (Tirmizî, Tefsir, Mutaffifin) hadisleri de bu inceliğe işaret ediyor.
Yanlışının farkına vararak Cenâb-ı Hakk’a teveccüh eden, sonra da yalvarıp yakarmalarıyla tövbe kurnalarında arınmaya çalışan kişi inşallah o günahın zararındanda kurtulmuş olur.