"Beşerin şimdiki seyyiat-âlûd hırçın ruhunda, mütebessim küçük cenazeler olan sûretlerin rolü ehemmiyetlidir." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Bu dehşetli ahir zamanda, insanların ahlâkının bozulmasında müstehcenliğin, sefahetin, hayasızlığın çok büyük bir rolü vardır.
Günümüzde kadın suretinin pazarlanmadığı bir saha neredeyse kalmamıştır. Araba lastiğinden tutun, bilmem ne mamulünün tanıtımına kadar, her şeyde kadınlar bir reklam vasıtası olarak kullanılmaktadır. Küçük cenazeler hükmünde olan mütebessim, müstehcen resimlerin, insanların ruhunda ciddi yaralar ve tahribatlar yaptığı aşikârdır.
Ölmüş bir kadının cenazesine şehvetle bakmak ve ondan haz duymak, nefsin ne kadar dehşetli bir alçaklığa düştüğünün delili ise, aynı şekilde ölü hükmündeki bir kadının suretine yani resmine bakmak da insandaki yüksek hissiyatları yaralar ve söndürür.
Günümüzde magazin ve moda adı altında müstehcenlik ön plana çıkarılarak, ahlâksızlık ve fuhuş teşvik edilmektedir. Bunun en büyük vasıtası olarak da kadınların müstehcen resimleri kullanılıyor.
Bu zaman günahların bir sel gibi her tarafı istila ettiği dehşetli bir zamandır. Böyle bir devirde günahlardan uzak kalmak çok daha zorlaşmış ve buna göre daha da ehemmiyet kesbetmiştir.
Maalesef günümüzdeki sözde kadın hakları adı altında, nefsinin kölesi, namus, edeb, nezaket, terbiye, hicab, iffet ve hayâ duygularından mahrum olan, şeref ve haysiyetten bîhaber nefisperest ve sefih medeniyetle sarhoş bir kısım kimseler, cahiliye devrinde olduğu gibi, kadınları bir eşya ve reklâm vasıtası olarak görmektedir. İslamın nazarında bir hanım, devletleri idare edecek olan kahramanları yetiştirecek anne adayı, çocukların en müessir mürebbisi ve ruhundaki hassas yapı itibariyle erkeklerden daha şefkatli mümtaz bir varlıktır. Kadının fıtrî zaafiyeti ve nezaketi, çalışmaya ve içtimaî hayatın ağır şartlarına münasip değildir. Batı medeniyeti bu hakikati göz ardı ederek, kadınları içtimaî hayata ve açık-saçıklığa teşvik ediyor.
Bu dehşetli zamanda materyalist felsefenin de tesiri ile televizyon ve internet vasıtasıyla milletimizin örf ve âdetlerine, dinî itikad ve mukaddesatına muhalif yerli ve yabancı dizilerle telafisi mümkün olmayan derin yaralar açılıyor. Ahlâksız yayınlar irfanımızı, musikimizi, edebiyatımızı, san’atımızı, hâsılı milleti millet yapan bütün değerler manzumesini tahrip etmekle vicdan-ı umumîyi derinden yaralamakta; milletimizi, bilhassa da gençlerimizi, ahlakî buhranlara ve sefahet bataklıklarına sürüklemektedir. Müstehcen neşriyatla, milletimizin, hem dimağı hem vicdanı hem kalbi hem ulvî hisleri tarumar edilmekte, hürriyet perdesi altında, gençlerimiz nefs-i emmarenin istibdad-ı rezilesi altına sokulmak istenmektedir.
İnsan mahiyetinde çok nazik ve narin latifeler vardır ki, bunlar günahlarla ölüyorlar. Her bir günah, insan mahiyetini bitiren birer kurşun gibidir. Bu da insanların hırçın, öfkeli, sabırsız ve geçimsiz bir hale girmesine sebep oluyor. Küçük bir nizadan dolayı cinayetlerin işlenmesi sıradan bir hâdise haline geldi. Bütün bu hırçınlık ve tahammülsüzlüklerin arka cephesinde isyan ve günahlar vardır. Bunlardan en tehlikeli ve tahribatçı olanı ise açık saçıklık, yani müstehcenliktir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar