"Hadîs-i Şerif" ne demektir?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Hadîs, söz demektir. Peygamber Efendimiz (asm)’in mübarek sözleri, fiilleri ve hareketleri veya tasdik ettiği söz, iş veya davranıştır. Diğer bir ifadeyle hadis, Peygamber Efendimizin sünnetidir. Ayrıca hadisten bahseden ilim dalının adına da hadis ilmi denir.

İslâm dininin Kur’ân, sünnet, icma-i ümmet ve kıyas-ı fukaha (fakihlerin içtihatları) olmak üzere dört ana kaynağı vardır. Sünnet, Kur’ân’dan sonra İslam’ın ikinci ana kaynaktır.

Hadis, başlı başına bir ilim olmakla beraber aşağıda bu ilimle ilgili bazı kavramlara kısaca temas edilmiştir:

Râvi: Hadisi kendisinden sonrakilere aktarana râvi denir.

Sened: Ondan ona aktarırken oluşan aktarma zincirine hadisin senedi denir. Yani, hadisin senedi, Peygamber Efendimizden (asm) gelen bir hadisi veya haberi kimler aktarmışsa, bu aktaranların isim listesinden ibarettir.

An’ane (lisened): Hadis rivayetinde Peygamber Efendimize varıncaya kadar “filandan, o da filandan” şeklinde oluşan isim listesine denilir.

İsnad: Bir hadis ondan ona aktarılırken en son Peygamber Efendimize dayandırılmasına ise, isnâd denir. Hadisler güçlü ve sağlam ellerden doğru bir şekilde aktarılıp Peygamber Efendimize isnad edilirse (dayandırılırsa) sahih hadis adını alır.

Meşhur hadis: İlk asırda âhâdî hadis iken (yani bir Sahabî tarafından rivayet edilmişken), ikinci asırda meşhur olan ve yalanda birleşmeleri mümkün olmayan topluluk tarafından rivâyet edilen hadis.

Makbul hadis: Kendisiyle amel edilmesini gerektiren, mütevatir, sahih, hasen ve bazı zayıf hadislerdir.

Sünnet; Allah’ın insanlardan uyulmasını istediği bir hayat tarzıdır. Sünnet-i seniyye; Peygamber Efendimiz (asm)’ın ahvalinden, akvalinden ve efalinden ortaya çıkan bir hayat modelidir

Sünnet, Allah Resûlünün söz, fiil, emir, hareket ve takrirlerinin bütününü ifade eder.

Sünnet, Allah Resulünü kendine rehber edinen ve ahirette de onunla beraber olmak arzusu ile yananların yoludur. Sünnet, rıza yoludur ve cennetin yoludur.

Cenab-ı Hakk’ın tayin ve takdir ettiği bu istikamet yolu, âyetlerde tek tek sıralandığı gibi, Allah Resulü’nün (asm) hayatında da en mükemmel şekilde uygulayarak insanlık âlemi için en mükemmel bir model olmuştur. İşte sünnete ittiba etmek, bu İlâhî ve Rabbanî modele uymak demektir.

Sünnete ittiba etmek, Kur’ân yolunda yürümek demektir. Resul-i Kibriya Efendimiz (asm.) sünnetin ehemmiyetini şöyle ifade etmektedir: “Size iki emanet bırakıyorum. Onlara sımsıkı yapışır ve uyarsanız asla dalalete sapmazsınız. Bunlar, Kur’ân-ı Kerîm ve benim sünnetlerimdir.” (Müslim, Fezâilü’s–sahâbe 37)

Demek ki, bir mümin yapmış olduğu günlük işlerinde Habib-i Edip Efendimiz’in (asm) sünnetine göre hareket etse ve ona benzese bütün fiilleri ibadet hükmüne geçer. Mesela; bir mümin, yatsı namazını kıldıktan sonra, sabah namazına kalkmak niyeti ile abdestli olarak yatsa her nefes alıp verdiğinde ona sevap yazılır ve böylece onun uykusu ibadet hükmüne geçer. Aynı şekilde yapacağı diğer günlük işlerinde de Resulullah Efendimiz (asm)’in sünnetlerine göre hareket etse, onun yemesi, içmesi ve ticareti ibadet hükmüne geçer.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
H
Okunma sayısı : 4.054
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yükleniyor...