"Hadsiz masnuatı bir Sâni-i Vâhide verir,.." Her şeyi Allah’a vermek ve ondan bilmek iman açısından mıdır, muamelat da bu alana girer mi?
Değerli Kardeşimiz;
Bir mümin, her şeyi bütün sıfatları namütenahi ve mutlak olan Allah’ın yarattığına inanır. Bir şeyi yapmak için her şeyi yapacak bir kudret gerektiğini bilir. Üstad'ımızın buyurduğu gibi;
"Kâinat bir şeceredir. Anasır onun dallarıdır. Nebatat yapraklarıdır. Hayvanat onun çiçekleridir. İnsanlar onun semereleridir."
Kâinat ağacını da onun meyvelerini de yaratan Allah’tır.
İnsanın elinde, cüz’î iradesini hayra yahut şerre harcama tercihi vardır. Bunun ötesinde her şeyi yaratma ancak Allah’a mahsustur. Şu var ki, insanlar tevekkülü doğru anlamak durumundadırlar. Her şeyi Allah yaratmakla birlikte insan, iradesine bırakılan şeylerde hayra ulaşmak için bütün sebeplere riayet ettikten sonra neticeyi Cenab-ı Hakk’ın rahmetinden bekler. Hiç çalışmayıp neticeyi Allah’tan bilmek İslam’ın tevekkül anlayışına zıttır.
Muhtaç olmamak için çalışmak, hasta olunca ilaç kullanmak tevekkülün lazımıdır.
Ders çalışmadan imtihanı kazanmak, ağaç dikmeden meyve almak mümkün değildir.
İkinci olarak; sebeplere tam riayet ettiğimiz, sünnetullah kanunlarına uyduğumuz hâlde arzumuza nail olamayabiliriz. Bu da Allah’ın takdiridir. Onda ne gibi hikmetler olduğunu bilemeyiz. Bize düşen dua ve niyaza devam etmektir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü