"Kur’ân yolunda bütün masnuat ile, dalâlet yolunda bir masnu-u vâhid beraberdirler." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Netice-i meram: Kur'ân ve ehl-i iman, hadsiz masnuatı bir Sâni-i Vâhide verir, doğrudan doğruya her işi Ona isnad eder, vücub derecesinde suhuletli bir yolda gider, sevk eder. Ve ehl-i şirk ve tuğyan, bir masnu-u vâhidi hadsiz esbaba isnad ederek, imtinâ derecesinde suubetli bir yolda gider. Şu halde, Kur'ân yolunda bütün masnuat ile dalâlet yolunda bir masnu-u vâhid beraberdirler. Hattâ, belki bütün eşyanın vâhidden suduru, bir vâhidin hadsiz eşyadan sudurundan çok derece eshel ve kolaydır. Nasıl ki bir zabit, bin neferin tedbirini bir nefer gibi kolay yapar. Ve bir neferin tedbiri bin zabite havale edilse, bin nefer kadar müşkülâtlı olur, keşmekeşe sebebiyet verir..."(1)
Sonsuz kudret nokta-i nazarından bütün masunatın, yani eşyanın yaratılması, bir tek eşyanın yaratılması bin ile bir eşittir, bir şeyin icad edilmesi ile bin şeyin icad edilmesi aynı derecede kolaydır.
"Bir baharı halk etmek, bir çiçek kadar O’na kolaydır. Cenneti halk etmek, bir bahar kadar O’na rahattır."
Ve yine Allah’ın kudreti muhit, yani her şeyi ihata etmiş. O muhit kudret için az ile çoğun hiçbir farkı yoktur. Mesela, hava bütün yeryüzünü ihata ettiği için bir kişinin nefes almasıyla bütün insanların nefes alması arasında hava için bir kolaylık veya güçlük düşünülmez. Güneş için de bir kişiyi aydınlatmakla milyonları aydınlatmak arasında fark olmaz. Allah’ın bu aciz ve cansız varlıkları, O’nun ihsanıyla böyle küllî işleri külfetsiz ve zahmetsiz yaparlarsa, elbette bütün mevcudatın Hâlık’ı olan Allah bütün varlık âlemini bir tek zerre gibi kolaylıkla sevk ve idare edebilir.
(1) bk. Mektubat, Yirminci Mektup, Onuncu Kelime Zeyli.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar