"Semâvât meydanında, şems ve kamer kumandası altında yıldızlar ordusunu harekete getirmekle, her gece ve her sene, şâşaalı, tesbihkârâne bir seyeran ve cereyan vermek demek olan cazibedar, sevimli..." Devamıyla izah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

“Meselâ, Üçüncü Mektubta denildiği gibi, semâvât meydanında, şems ve kamer kumandası altında yıldızlar ordusunu harekete getirmekle, her gece ve her sene, şâşaalı, tesbihkârâne bir seyeran ve cereyan vermek demek olan cazibedar, sevimli vaziyet-i semâviye ve mevsimlerin değişmesi gibi büyük maslahatların vücud bulması demek olan o ulvî, hikmetli netice-i arziye, eğer vahdete verilse, o Sultan-ı Ezel, kolayca, küre-i arz gibi bir neferi o vaziyet ve o netice için ecrâm-ı ulviyeye kumandan tayin eder. O vakit, arz, emir aldıktan sonra, memuriyet neş'esinden, Mevlevî gibi zikir ve semâa kalkar, az bir masrafla o güzel vaziyet hâsıl olur, o mühim netice vücud bulur. Eğer arza "Sen dur, karışma" denilse ve o netice ve o vaziyetin istihsali de semâvâta havale edilse ve vahdetten kesrete ve şirke gidilse, her gün ve her sene, binler derece küre-i arzdan büyük olan milyonlar adedince yıldızlar hareket etmek, milyarlar sene mesafeyi yirmi dört saatte ve bir senede kestirmek lâzımdır.”

Her şeyin bütün eşya ile alâkadar olarak yaratıldığı, her şeyi yapamayanın bir tek şeyi de yapamayacağı önceki bahislerde nazara verilmiş ve ispat edilmişti. Bu âlemde, bir varlığın yaratılması bütün eşyayı yaratan ve terbiye eden Allah’ın kudretine verilmezse, o şeyin bütün eşyayı kendine hizmet ettirecek bir kudret ve iradeye sahip olduğu vehmedilecektir. Bunun muhal olduğu şöyle bir misalle nazara veriliyor:

Dünya Allah’ın bir ihsanı olarak güneşiyle, ayıyla, yıldızlarıyla bütün kâinata bir kumandan vaziyetini almış ve hem kendi etrafında hem de güneş etrafına dönerken, onu ihata eden her şey de onun hizmetine verilmiştir. Bu harika nizam ile bu arz küresi canlıların hayat sürebileceği bir vaziyete kavuşmuştur. Bu hal vahdet yolunda vücub derecesinde kolaylık olduğunu göstermektedir.

Dünyanın, dönmesini terk ettiğini farz etsek, bu durumda aynı neticenin alınması için bütün kâinatın dünyanın etrafında dönmesi gerekecektir. Bu ise “şirk ve esbabda, imtinâ derecesinde müşkülât ve suubet” olduğuna misaldir.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...