"Hakem", "Hâkim" ve "Hakîm" ne demektir?
Değerli Kardeşimiz;
HAKEM: Hükmeden, hakkı yerine getiren, hükümlerinde zulüm bulunmayan gibi manaları ihtiva etmektedir.
Hakem; iki tarafın anlaşmak üzere hükmüne rıza göstermek için seçtikleri şahıs; haklı ile haksızın ortaya çıkmasına vesile olan kimse demektir. Bu manası ile Hakem ismi adaletle irtibatlıdır. Zira Hakem adil olursa ancak bir değer taşır. Birisinin lehine zalimce hükmetse bu adil bir hakem olmamış olur.
Bu isimde hak ile batılın, yanlış ile doğrunun, iyi ile kötünün, güzel ile çirkinin, arasında tek hakem yani ayırt edici Allah’tır. Şayet bu ismin tecellisi olmasa idi, biz bu zıtlar arasında bir ayırım yapamayacaktık. Neyin hak neyin batıl olduğunu hiçbir zaman bilemeyecektik.
İnsanlar bir şeyde ihtilafa düştükleri zaman, neyin doğru ve hak olduğunu, kimin haklı, kimin haksız olduğunu ancak Allah’ın hakemliğinde bilebilirler.
Bu ismi-i şerif yâd edilirken, hayalimiz bizi mahşer meydanına götürür. O dehşetli meydana çıkış, ilâhî bir hükümle olduğu gibi, orada belli bir süre beklenmesi de yine ilâhî irade ve hüküm iledir.
Bu hükmün icra edilmesiyle, dünya tarlasının bütün mahsulleri bir araya toplanır. İlâhî hâkimiyet karşısında herkesin aciz ve zelil kaldığı, olanca ağırlığıyla hissettirilir.
Bunu takiben mizan kurulur ve “hükmün ancak Allah’a ait olduğu” bütün haşmet ve azametiyle herkese gösterilir.
Daha sonra, yine Allah’ın hükmüyle, bir kısım insanlar doğrudan Cennete giderler. Bir kısmı, günahları kadar yanmak üzere Cehenneme gönderilirler. Bir başka gurubun ise ebedî olarak Cehennemde kalmalarına hükmedilir.
Elbette ki, bu ismin tecellisi sadece ahirete mahsus değildir. Bu dünyada da bütün varlıklar bu ismin tecellisine mazhardırlar. İnsanı misal alarak konuşalım: İnsanoğlunun dünyaya gelişi gibi ölümü de ilâhî hüküm iledir. Organlarının yerleri, şekilleri, büyüklükleri, vazifeleri hep ilâhî hüküm ile tahakkuk etmiştir.
Diğer bütün varlıklar da, Allah’ın taktir ettiği özelliklere sahip olur ve O’nun hükmü altında vazife görürler.
HÂKİM: Hükmeden, idare eden, hükmü altında bulunduran ve Sultan gibi manalara gelmektedir.
HAKÎM İSMİNE MAZHARİYET
“Tefekkür dahi, aşk gibi, belki daha zengin, daha parlak, daha geniş bir tariktir ki, Hakîm ismine îsal eder.” (Sözler)
Bir hikmet hazinesi olan Risale-i Nur Külliyatı’nda tefekkür ikiye ayrılarak incelenir: Enfüsî ve âfâkî tefekkür.
"Nefsî tefekkürde tafsilât, âfâkî tefekkürde ise icmâl yapmak" tavsiye edilir. Yâni, insan bir nutfe ile başlayan yolculuğunun safhalarından, aklının anlamasına, kalbinin inanmasına kadar her şeyi geniş olarak, teferruatlı bir şekilde tefekkür etmelidir. Ama aynı insan, yıldızların faydalarını, bedenindeki hücreler kadar, yahut dağların şekillerini organlarının şekilleri kadar rahat tefekkür edemeyeceği için, haricî âlemdeki bu İlâhî tasarrufları icmâlen yani özet olarak düşünmekle yetinmeli.
Nur Külliyatı hem enfüsî, hem de âfâkî tefekkürün harika misalleriyle dolu. Bu yönüyle Hakîm ismine en güzel bir mazhardır.
Neden ve niçinlerle dolu olan bu asrın çarşısında, ancak hem akla, hem de kalbe hitap eden, dâvâsını hem sevdiren, hem de ispat eden bir külliyat revaç bulabilirdi ve buldu da.
Nur Külliyatı’nın bu hususiyeti Üstadın Hakîm ismine mazhariyetinin bir ciheti.
Konunun bir diğer cephesi de şu:
Üstat Bediüzzaman hazretleri menfî cereyanların, inançsızlığın, ahlâksızlığın birer şahs-ı mânevî hâline geldiği ve dünya çapında teşkilâtlanmış odaklarca yürütüldüğü o dönemde, bunlara karşı iman cephesinde de bir şahs-ı manevî teşekkül ettirmek gerektiğine karar verir ve siyasî, içtimaî faaliyetlerle vakit kaybetmeden bütün kuvvetiyle iman hakikatlarının neşir ve ilânına çalışır. Bu da Hakîm ismine mazhariyetin ayrı bir tezahürüdür.
Kur’ân ve ezan okumak dâhil her türlü dinî faaliyetin yasaklandığı bir dönemde, Nur talebelerine bu mayınlı yolda yürüyebilmeleri için gerekli bütün tedbirleri, prensipleri fevkalâde bir incelikle ortaya koyan, başta İhlâs ve Uhuvvet Risaleleri olmak üzere bütün içtimaî bahisler ve bütün Lâhika Mektupları da Hakîm ismine mazhariyetin bir başka cilvesini taşımakta...
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü