"Hâlık-ı Rahîminin fazlından, kendi hizmetine mukabil ahz-ı ücret etmeye bir nöbettir." cümlesini izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Hem hakikî vatanına ve ebedî makam-ı saadetine girmeye bir vasıtadır. Hem zindan-ı dünyadan, bostan-ı cinâna bir davettir. Hem Hâlık-ı Rahîminin fazlından, kendi hizmetine mukabil ahz-ı ücret etmeye bir nöbettir. Madem ölümün mahiyeti hakikat noktasında budur; ona dehşetli bakmak değil, bilâkis rahmet ve saadetin bir mukaddemesi nazarıyla bakmak gerektir."(1)
Üstad Hazretleri; "Dünya ahiretin tarlası, cennetin mezrasıdır." "Dünya darü'l- hizmettir, darü'l-ücret ve mükâfat yeri değildir ve buradaki amal ve hizmetlerin ücretleri berzahta ve ahirettedir." "Dünya çalışma, gayret, çile, meşakkat yeridir, ücret ve mükâfat yeri değildir" buyuruyor.
Dünyada yapılan ibadetlerin, zikir ve tesbihlerin, hayır ve hasenatın ücretleri inşallah ahirette verilecektir. Kabir ve berzah âlemi de ücretin alınması için bir bekleme salonu gibidir.
“Hem Hâlık-ı Rahîminin fazlından, kendi hizmetine mukabil ahz-ı ücret etmeye bir nöbettir.”
Evet, ölüm bir yokluk ve hiçlik değil, hizmet ve ibadetlerin mükâfatlarının alınacağı cennet hayatına gitmeye vesiledir.
Kâfirler ahireti inkâr ettikleri için, ölümü bir yokluk telakki ediyorlar. Oysa ölüm ikinci bir hayata dirilmektir.
Ölüm kasvetli ve boğucu dünya hayatından paydos edip mükâfat yurdu olan cennet hayatına göçmektir.
(1) bk. Lem'alar, Yirmi Beşinci Lem'a, Dokuzuncu Deva.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü