"Halk, Allah’ın fiilidir; Allah’ın fiili, lâyüs’eldir. Ancak melâikeyi şüpheye dâvet eden ve istifsarlarına mûcip olan, جَعْل’dir." Melâikeyi şüpheye dâvet eden mana nedir?
Değerli Kardeşimiz;
"Rabbin meleklere: 'Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım.' dediği vakit onlar: 'Âaa! Oradaki nizamı bozacak ve yeryüzünü kana bulayacak bir mahlûk mu yaratacaksın? Oysa biz sana devamlı hamd, ibadet yapıp, seni tenzih etmekteyiz.' dediler. Allah: 'Ben, sizin bilmediğiniz pek çok şey bilirim.' buyurdu."(Bakara, 2/30)
“Ancak melaikeyi şüpheye davet eden ve istifsarlarına mûcib olan ca'ldir” cümlesinin izahı ayetin şu kısmıdır:
“Âaa! Oradaki nizamı bozacak ve yeryüzünü kana bulayacak bir mahlûk mu yaratacaksın? Oysa biz sana devamlı hamd, ibadet yapıp, seni tenzih etmekteyiz.”
Ayette geçen “ca'l” ifadesi tanzim, düzeltmek ve inşa etmek manalarına geliyor. Halbuki insanların ekseriyeti “nizamı bozacak ve yeryüzünü kana bulayacak” bir durum sergileyecekler. Dolayısı ile işin aslına ve derinliğine hâkim olmayan melekler, işin zahirî cihetine bakarak hayret ve şaşkınlıkla istifsarda bulunuyorlar.
Allah da cevaben: “Ben, sizin bilmediğiniz şeyi bilirim” buyurdu. Çünkü insanlığın kemiyeti ve kan dökmesinin yanında bir de nebiler silsilesinin getirmiş olduğu hayır ve ibadetler var ki, bu keyfiyetli hayır ve ibadetler, insanlığın menfi ve şer cihetine ağır basıyor. Yani insanlığın az ama keyfiyetli hayrı, çok ama keyfiyetsiz şerrine galip geliyor, denilebilir.
Yani İki cihan Serveri (sav.) ve onu takip eden diğer nebi ve evliyaların külliyetli ubudiyetleri insanlığın hatasını, zulmünü, cinayetini, gafletini kapatıyor, yaratılıp yeryüzüne halife olmalarına fetva verdiriyor. Melekler işin bu hikmetini ve derinliğini idrak edemedikleri için, bunun hikmetini öğrenmek maksadıyla Cenab-ı Hakk’a böyle bir sual soruyorlar.
Yani Peygamber Efendimiz (sav.)'in nuru, ayette ifade edilen “ca'l” ifadesine tam tetabuk ediyor.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
Melekler insanları zulümleri nereden biliyorlardı? Teşekkür ederim.