Hayvanlar sonradan ehlîleştirildiklerine göre, Üstad'ın "Hayvanlar insana musahhar edilmiştir." ifadesini nasıl anlamalıyız?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Bir insanın bebeklikten ihtiyarlığa tekâmül etmesi gibi, insanlık da içtimai, siyasi ve iktisadi açıdan tekâmül devreleri geçirmiş ve geçirmektedir. Bu tekâmül kanunu sadece insan için değil hayvanlar için de geçerlidir. Hayvanların ehlîleştirilmesi de bu kanun dâhilindedir.

Allah, Hz. Davud’a (as) mucize olarak çıplak eli ile demiri yoğurup işlemeyi öğretmiştir. Tabiatiyle demirin ilk işlenmesinden sonra insanlık bunu geliştirmiş ileri noktalara taşımıştır. Artık demir ve madenlerin işlenmesi ve insanlığın hizmetine sunulması bir sektör haline gelmiştir.

Bütün bunları hesaba kattığımız zaman, hayvanların zamanla ehlîleşmesi ve insana itaatkâr olması da Allah’ın insanlara bir ihsanı olarak değerlendirilmelidir. Nitekim Yâsîn suresi 72. ayette şöyle buyrulur:

“Biz onları (evcil havanları) onlara boyun eğdirdik (onlar için zelil kıldık). Onlardan bir kısmı binekleridir, bir kısmını da yerler.”

Şayet deve, sığır, koyun ve keçi gibi hayvanlar, bizim için zelil kılınmasaydı, onlardan istifade etmemiz mümkün olmazdı. İnsanların o mübarek hayvanları ehlîleştirmek için gayret etmeleri ayrı bir meseledir. Bir koyuna ya da sığıra baktığımızda onların fıtraten bize ikram olarak yaratıldıkları hemen anlaşılır.

Mübarek hayvanların insanlara muti olarak yaratılmasına gelince, Cenab-ı Hak hayvanların fıtratına, ehlîleştirilmekle alakalı genler ve istidatlar koymasa idi, bunların ehlîleşmesi mümkün olmazdı.

Aynen bunun gibi hiçbir canlı yaratılışında olmayan bir şeyi yapamaz. Allah onu ne ile vazifelendirmişse ancak o işi yapabilir. Tavuk kuş gibi uçamaz, sinek arı gibi bal yapamaz.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 4.024
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yükleniyor...