"Her gün, her zaman, herkes için bir âlem gider, taze bir âlemin kapısı kendine açılmasından, o geçici her bir âlemini nurlandırmak için ihtiyaç ve iştiyakla..." İzah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

“Evet, her gün her zaman, herkes için bir âlem gider, taze bir âlemin kapısı kendine açılmasından, o geçici her bir âlemini nurlandırmak için ihtiyaç ve iştiyakla ‌لَا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ‌ cümlesini binler defa tekrar ile o değişen perdelere ve âlemlere her birisine bir ‌لَا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ‌ ı lamba yaptığı gibi öyle de o kesretli, geçici perdeleri ve tazelenen seyyar kâinatları karanlıklandırmamak ve âyine-i hayatında in’ikas eden suretlerini çirkinleştirmemek ve lehinde şahit olabilen o misafir vaziyetleri aleyhine çevirmemek için o cinayetlerin cezalarını ve Padişah-ı Ezelî’nin şiddetli ve inatları kıran tehditlerini, her vakit Kur’an’ı okumakla tahattur edip nefsin tuğyanından kurtulmaya çalışmak hikmetiyle Kur’an, gayet mu’cizane tekrar eder ve bu derece kuvvet ve şiddet ve tekrarla tehdidat-ı Kur’aniyeyi hakikatsiz tevehhüm etmekten şeytan bile kaçar. Ve onları dinlemeyen münkirlere cehennem azabı ayn-ı adalettir, diye gösterir.” Onuncu Mesele

İster kâinat olsun, ister insanın şahsî âlemi olsun, her şey zaman nehrine tabi olduğu için, hiçbir şey ve hiçbir manzara kalıcı değildir. Her şey gayb âleminden gelir, şehadet âleminde boy gösterir ve tekrar gaybî âleme intikal eder. Yani her şey daima dolar boşalır. İnsanın dünyada sürdüğü kısa ömrü de bu manzaralarının bir konaklama yeridir.

İnsan bu manzaraları ve değişen âlemleri nasıl okursa, o âlemler de ona göre şekillenip renklenirler. Siyah bir gözlük takan adam nasıl eşyayı siyah olarak görüyorsa, aynı şekilde insan da kendi âlemindeki o geçici manzara ve levhaları küfür ve gaflet gözlüğü ile değerlendirirse, onlar küfür ve gaflet boyası ile boyanırlar.

Şayet insan gelip geçen bu manzara ve levhaları iman ve tevhid gözlüğü ile değerlendirse, bu kez de o manzara ve levhalar iman boyası ile boyanırlar. İnsanın kâinatı ve şahsî âlemini boyaması kendi elindedir. O âlemleri ve âlemler içindeki manzaraları küfür ve gaflet karanlığı ile savuşturmak büyük bir zulüm ve affı kabil olmayan bir çirkinliktir.

İşte insanın böyle büyük bir zulme ve çirkinliğe düşmemesi için Allah, kitabı olan Kur’an'da şiddetli ve tekrarlı ikaz ve ihtarlarda bulunuyor. İnsanı imana ve tefekküre davet ederek, o gelip geçen manzaraları doğru okumasını ve ışıklandırmasını istiyor. Yoksa o manzara ve levhalar aleyhinde şahitlik edip, onu ebedî bir azaba yuvarlayacak. İnsanı böyle azim bir tehlikeden kurtarmak için, Kur’an tekrar ve te’kid ile ihtar ve ikazda bulunuyor.

İnsanın her günü hatta her anı yeni ve farklı bir âlemdir. Bu yeni âlem iman ve ibadet ile geçirilirse, nurlanıp ahirette mükâfat olarak geri dönecektir.

Meselâ, günde beş vakit farz namazı kılar, büyük günahlardan uzak durur, zikir, tesbih ve güzel işlerle meşgul olursak, o günümüz nurlanır, ahirette azim bir mükâfat olarak geri döner.

Aynı günü ibadet etmeden, fısk ve gaflet ile geçirirsek, o günümüz karanlıklı ve zulümatlı bir şekilde gider, ahirette büyük bir azap olarak geri döner.

İnsan her yeni gününün her anını tevhid ve zikir ile geçirmelidir ki, o günü nurlanıp boşa gitmesin. Şayet gaflet ve günahlarla geçerse, o âlemi çirkinleşir, karanlık olur ve ahirette aleyhinde şahitlik eden düşman bir vaziyete dönüşür.

Kur’an’ın tekrar ve tehdit ile insanı ikaz edip ihtar etmesi, onun her gününü isikamet üzere geçirmesi ve nurlandırması içindir.

"Hem bil ki, her yeni gün, sana, hem herkese bir yeni âlemin kapısıdır... Herkesin, her günde, şu âlemden bir mahsus âlemi var..." (21. Söz)

Her insanın kendine has hususi bir âlemi var. İnsanın her günü farklı bir âlemdir. İnsan, kendi ruh âlemini hangi renkle boyarsa, o aynada tecelli eden hususî âlemini de o renk ile boyamış olur.

Her sabah güneş yeni bir gün için doğar. İnsanlar kendileri için doğan bu yeni fırsatı ya Allah’ın rızası dairesinde değerlendirerek hem dünyalarını hem ahiretlerini mamur ederler yahut o günü sadece geçici dünya menfaatlerinin peşinde koşarak geçirir ve ebedî kazançlardan mahrum kalırlar. İnsanın her yeni günü bir öncekinden farklıdır. Her gün yeni bir fırsat, yeni bir sayfa, yeni bir hayattır. İnsanın bu yeni sayfayı ibadetle ve helal dairesinde çalışmakla doldurması gerekiyor.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 4.072
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...