"Hikmet-i Kur’aniye ise; nokta-i istinadı, kuvete bedel hakkı kabul eder." cümlesini açıklar mısınız, hakkın korunması için kuvvet icap ederse, bu muvazene nasıl kurulabilir?
Değerli Kardeşimiz;
“Düstur-u nübüvvet 'Kuvvet haktadır, hak kuvvette değildir.' der, zulmü keser, adaleti temin eder.”(1)
Haklı kişi, kuvvetsiz olsa ve hakkını korumada zaafa düşse bile, yine haklı olmanın üstünlüğüne ve faziletine sahiptir. Haksız kişi ise kuvvetli olsa bile üzerindeki zulüm damgasını silip atamaz.
Hakkımızı tam müdafaa etmek ve karşımızdakileri de haksız ve zalim olmaktan kurtarmak için kuvvetli olmamız icab eder. Öte yandan, başkalarına yapılan zulüm ve baskıları kaldırmak için de yine güçlü olmamız ve o mazlumlara yardım etmemiz gerekir.
Güçlü olmanın bir başka yönüne de Nur Külliyatı'nda şöyle yer verilir:
“… Ve bu zamanda Îla-i Kelimetullah, maddeten terakkîye mütevakkıf ve medeniyet-i hakîkiyeye girmekle Îla-i Kelimetullah edilebilir.” (2)
İslâm’a hizmet edecek müesseseler kurmak için maddeten terakki lazım olduğu gibi, bilhassa Hristiyan dünyasına Kur’ân ve iman hakikatlerini neşir ve ilan edebilmemiz için de fakirlik ve geri kalmışlık kisvesinden kurtulmamız gerekir. Zengin birisi, fakir ve perişan kıyafetli birinden hakikat dersi almakta, psikolojik olarak, çok zorlanır. Aynı durum, Batı dünyasına hakkı tebliğ etmekte de geçerlidir.
Dipnotlar:
(1) bk. Sözler, Otuzuncu Söz (Haşiye1).
(2) bk. Hutbe-i Şamiye.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü