"Hristiyanların sülûk ettikleri yoldan biz de gitmiş olsaydık; İslâm âlemini bin yıl boyunca hercümerce sürükledikten sonra,.." İzah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"İşte bu açık ve beyyin farklarla ve münasebetsiz kıyas ile beraber, Hristiyanların sülûk ettikleri yoldan biz de gitmiş olsaydık; İslâm âlemini bin yıl boyunca herc ü merce sürükledikten sonra, şayet o kıyas doğru olmuş olsaydı, ancak Fransa'nın şimdiki tarzına ulaşabilirdik." (Asar-ı Bediyye, Hutbe-i Şamiye, Teşhis-ül İlletin Zeyli, s. 478)

Bu cümle, Bediüzzaman Said Nursî’nin İslâm’ın üstün medeniyet anlayışıyla Batı’nın seküler medeniyetini kıyasladığı çok çarpıcı ve ders verici bir ifadesidir. Ve özellikle medeniyet, taklit ve İslâm dünyasının yanlış yönelişlerini eleştiren çok kuvvetli bir ikazdır.

“Hristiyanların sülûk ettikleri yol” Yani Batı medeniyetinin gittiği yol:

  • Dini hayatı zayıflatmış,

  • Aklı dinden ayırmış,

  • Maddi ilerlemeyi her şeyin önüne koymuş.

“Biz de gitmiş olsaydık...” Yani Müslümanlar da o yolu taklit etseydi (ki maalesef bazı dönemlerde etmeye çalıştılar).

“İslâm âlemini bin yıl hercümerce sürükledikten sonra” Yani bu taklit, birliği bozar, fitne çıkarır, karışıklık getirirdi. Bin yıl boyunca İslâm coğrafyası birbirine düşer, fikren çöker, manen dağılırdı.

“Ancak Fransa'nın şimdiki tarzına ulaşabilirdik.” Yani sonunda ancak Allah’tan uzak, laik, ahlâken zayıf, ruhen tatminsiz bir toplum olurduk.

Avrupa’nın rönesans, reform, aydınlanma, sanayi devrimi ve mezhep savaşları gibi mücadele dönemleri onların dini ve sosyal yapısının bir sonucudur. Çünkü Hristiyanlık zalimi, zengini, ruhban sınıfını koruyup kollarken fakiri ve mazlumu ezmiş, bilime düşmanlık etmiş bilim insanlarını giyotin ile idam etmiştir.

Doğal olarak bu yapı ile mücadele edenler dine küsmüş, dinden ve ruhbanlık sınıfından nefret etmiş ve asırlarca süren bir kavgaya girişmişler. Neticesinde ise bugünkü seviye ve medeniyete ulaşmışlar. Ki bu medeniyet de öyle çok masum değildir. Birinci ve İkinci dünya savaşları ile dünyayı sömürme çalışmaları bunun ispatıdır.

Bizdeki bazı cahiller (Jön Türkler gibi) "Avrupanın geçirdiği bu süreçleri bizim de geçirmemiz gerekir. Yoksa bu medeniyete ve sanayiye ulaşamayız." diye ahmakça bir bakış sergiliyorlar. İslam ile Hristiyanlığı aynı kefeye koymaya çalışıyorlar.

Avrupa Orta Çağ karanlığında bu mücadeleleri yaşarken, İslam dini masumların, ilim adamlarının sığınağı ve koruyucusu olmuş. Sosyal açıdan ruhbanlık diye bir sınıf hiç olmamıştır. Aksine İslam dini; zayıfları, masumları, ilim adamlarının sığınağı hâline gelmiştir. 1400 yıllık İslam tarihi, bunun en somut örneğidir.

Özetle; İslam âleminin yüksek bir medeniyete ulaşması için Avrupa'nın yaşadığı bin yıllık macerayı yaşaması gerekmiyor. İkisini kıyaslamak çok büyük bir hatadır. İki farklı sosyal yapıdan aynı neticenin çıkmasını beklemek hata olur. İslam âlemi Fransa gibi değil ki, Fransız ihtilaline ihtiyaç duysun. Fransız ihtilali Avrupa'nın bozuk ve zalim yapısının bir sonucudur. İslam aleminde böyle bir yapı olmadığından, böyle bir ihtilale de gerek yok.

"Halbuki onların hal-i hazır medeniyetleri (ahlâk ve insanlık gibi mefhumlarda) ise, o kadar çok su-i istimalat, günah ve kötülükleriyle beraber bedava bile olsa alınmaması lazımken, acaba bin senenin mesaîsinin sarfından sonra nasıl alınabilirdi?!." (bk. age., ay.)

Ayrıca onların hâlihazırdaki medeniyeti öyle çok masum ve mükemmel bir medeniyet değildir. Hindistan ve Afrika’yı ne hâle getirdikleri ortada. Sömürü, zulüm, ahlaksızlık, dinsizlik hep Avrupa medeniyetinin yan etkileridir. Bizim Avrupanın hâlihazırdaki bu yarı bozuk medeniyetine ulaşmamız için, bin yıllık eziyetli bir süreç yaşamamız gerekmiyor. Netice;

"Eğer Biz Batı'nın Yolundan Gitseydik..."

  • Dinî değerlere sırt çevirip sadece medeniyete sarılsaydık,

  • Ahlâkı bırakıp sadece sanayi ve paraya yönelseydik,

  • Ruhu ihmal edip sadece şekli ilerlemeyi hedefleseydik;

Bin yıl boyunca sürüklenseydik bile, ancak Fransa gibi olabilirdik! Yani boş, ruhsuz ve geçici bir medeniyet olurdu.

İlave bilgi için tıklayınız:

- BEDİÜZZAMAN BATI MEDENİYETİNİ Mİ, YOKSA BAŞKA BİR MEDENİYET Mİ İSTİYOR?

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 122
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...