Hz. Musa’nın (as) bu dünyada rü’yete mazhar olamazken; Cennette mü’minlerin rü’yete mazhar olmalarını nasıl anlamamız gerekiyor?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Lem’alarda “Miraç yoluyla beka âlemine girdi.” denilir. Yani, Peygamber Efendimizin (asm.) rü’yete mazhar olması bu dünyada değil, beka âleminde tahakkuk etti. Hz. Musa (a.s) ise bu tecellinin dünyada gerçekleşmesini istemişti.

Bir hadis-i kudsîde cennet tarif edilirken, “ne gözler görmüş ne kulaklar işitmiş ne de beşerin kalbine, hatırına gelmiştir” buyurulur. Bu hadisin bir yönü de şudur: Bu dünya hayatında insan şu kâinattan daha mükemmel, daha harika olduğu gibi, cennet ehli de cennetten daha mükemmel olacaktır. Zira cennet onların hizmetine verilmiştir. Cenneti aklımızın almayacağını haber veren bu hadis-i kudsî, bizlere bir mü’minin orada ulaşacağı makamı da burada hayal etmemizin mümkün olmadığı mesajını vermiş oluyor.

Yine Nur Külliyatı'nda bir dua cümlesinde “Bize gösterdiğin nümûnelerin, gölgelerin asıllarını, membalarını göster” buyurulur. Cennet nimetleriyle bu dünya nimetleri arasında, “asıl ile gölge” arasındaki fark kadar bir derece farkı bulunduğunu ders veren bu cümle, o asıllardan faydalanacak mü’minler için de böyle bir terakkinin söz konusu olduğuna işaret eder.

Yani buradaki insan da oradakine göre, varlık mertebesi itibariyle, bir gölge gibidir. Bu dünyada gölgeler gölgelerle beslenirler; rüyada olduğu gibi. Orada ise asıllar asıllardan istifade edeceklerdir. İşte rü’yete nail olacak mü’minler de bu akıl almaz derecede terakki etmiş insanlardır.

Bir kâmil mü’min cennette bu dereceye çıktığı gibi, oradaki Hz. Musa (as)’nın derecesi de dünyadakinden aynı ölçüde farklılık gösterecektir. Bu dünyada bir mü’min kul ile o büyük peygamber arasındaki makam farkı, orada da aynen muhafaza edilecektir.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Okunma sayısı : 6.158
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yükleniyor...