"Taleb-i rü'yet hadisesinde, meşhur dağın tecelli ile parçalanması ve taşlarının dağılması gibi..." Taleb-i rü’yet hadisesini anlatır mısınız? Dağın parçalanma hadisesini herkes görmüş müdür?
Değerli Kardeşimiz;
Bu konuda yapılmış bir izahı hülasa olarak aşağıda naklediyoruz:
A'raf Suresi, 143. âyette şöyle buyuruluyor:
“Ne zaman ki, Musa, mikatımıza geldi, Rabbi ona kelâmıyla ihsanda bulundu. 'Ey Rabbim, göster bana kendini de bakayım sana.' dedi. Rabbi ona buyurdu ki; 'Beni katiyyen göremezsin ve lâkin dağa bak, eğer o yerinde durabilirse, sonra sen de beni göreceksin.' Daha sonra Rabbi dağa tecelli edince onu yerle bir ediverdi, Musa da baygın düştü. Ayılıp kendine gelince, 'Sen sübhansın, tövbe ettim, sana döndüm ve ben inananların ilkiyim.', dedi."
"Musa aleyhisselam ilâhî kelâmı her cihetten işitiyordu,” diye bir rivayet vardır. Bu da gösterir ki, Allah'ın kelâmını işitmek, mahlûkatın kelâmını işitmek gibi değildir. Rabb'i onu, doğrudan doğruya fakat perde arkasından kelamıyla mutlu edip, kerîm kılınca, Allah kelamının şevk ve neşesiyle Hz. Musa'da Allah'ı görme arzusu uyandı ve galeyana geldi de ‘Ey Rabbim, bana göster kendini, bakıp göreyim seni.’ dedi. Yâni perdeyi kaldır, bana bizzat tecelli et de didarını görmeyi nasibeyle, diye yalvardı. Rabbi, dağa tecelli edince, onu hurdahaş eyledi, unufak yapıp yerle bir etti."
"Meşhur olan kavle göre bu dağ Tûr-ı Sîna idi, fakat diğer bir dağ olduğu da nakledilmiştir. Bunun 'Zebiyr' dağı veya Medyen'deki 'Erriyn' dağı veya büsbütün yok olup gitmiş olan bir başka dağ olduğu da söylenmiştir ki, Hz. Musa'nın üzerinde bulunduğu dağ değil, karşıdan baktığı bir dağ demek olur."
"Hazret-i Musa aleyhisselâmın mükâlemesinden sonra Tevrat nazil olmaya başladı. Yedi veya on levha hâlinde inzâl buyuruldu; kırk cüz idi."
Hadisenin başkaları tarafından da görülüp görülmediği konusunda Üstad Hazretlerinin şu ifadesini nakletmek yeterli olacaktır:
"Halbuki taşlardan ibaret olan dağlar, onun haşyetinden ezilip dağılıyor ve sizden ahz-ı misak için üstünüzde Cebel-i Tûr’u tuttuğunu hem 'taleb-i rü’yet' hadisesinde dağın parçalanmasını bilip ve gördüğünüz halde, ne cesaretle onun haşyetinden titremeyip kalbinizi katılık ve kasavette bulunduruyorsunuz?"(1)
Zaten, bu rü’yet talebinden sonra dağ ufalanıp yerle bir olduğuna göre, bu netice herkes tarafından görülmüştür. Bunun rü’yet talebi sonunda gerçekleştiğini ise, Hz. Musa aleyhisselamdan işitmişlerdir. Buna inanıp inanmadıklarını bilmiyoruz.
1) bk. Sözler, Yirminci Söz, Birinci Makam.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü