"İbadet yaratılışın ücreti ve neticesidir. Bu itibarla sevap ibadetin ücreti olmayıp, ancak Cenab-ı Hakk'ın kereminden olduğuna işarettir." İzah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Allah insana, aşağıdan yukarı genişleyerek giden nimetler zinciri ihsan etmiştir. Bu nimetlerle insanın ufku ve istifade dairesi devamlı genişleyerek ve katlanarak ilerliyor.

En birinci ve en büyük nimet vücud ve varlık nimetidir ki, bu nimet diğer bütün nimetlerin aslı ve esası mesabesindedir. Nasıl bina temel üstünde duruyor ise, bütün nimetler de varlık temeli üstünde duruyor.

Varlık nimetini büyütmek ve çoğaltmak için hayatı verdi. Hayat nimeti ile insanı âlem-i şehadet denilen bütün kâinatla irtibat ve alaka peyda ettirdi. Nimet sahası bütün kâinat oldu. Hayat varlık nimetinden sonra en büyük ve mühim ikinci nimet perdesidir.

Bu hayat nimetine insaniyet nimetini ekledi ve insanın istifade sahası maddî ve manevî bütün âlemleri kuşattı. İnsanî vasıfları ile nimet sofrası alabildiğine genişledi. İnsaniyet içindeki şuur ve idrak bu nimetlere ayrı bir değer kattı.

Bu harika nimetlerine İslamiyet nimetini de vererek, istifade sahasını âlem-i şehadet ve gaybı içine alarak daha da büyüdü. Adeta bütün mahlûkat ve yaratılmışlar insanın büyük ve geniş bir sofrası haline dönüştü. Sadece mahlûkat değil, onların arkasında asıl tecelli eden Allah’ın isim ve sıfatları insanın istifade sahasına İslamiyet ile dâhil olmuştur.

İman-ı tahkikî nimeti dünya ve ahireti içine aldığı gibi, imandaki marifet ve muhabbet nimeti ile imkân ve vücub dairelerini de içine aldı ve nimetin en yüksek ve en geniş manasına ulaşmış oldu. Vücub, burada Allah’ın isim ve sıfatlarına işarettir. Hakiki nimet Allah’ın Zatı ve sıfatlarına mazhar olmaktır. Zaten bütün nimetlerin kaynağı ve hakikati oradan kaynayıp geliyor. Bütün güzellikler, lütuf ve ihsanlar Allah’ın sonsuz kereminden akmaktadır. En şirin, en tatlı en ulvî ve en büyük nimet ise rü’yetullahtır.

Bütün bu nimetler düşünüldüğünde insanın küllî bir şükür ile mükellef olduğu anlaşılıyor. Küllî bir şükür ise başta namaz olmak üzere diğer farzlardır. Öyle ise ibadet bize verilen bu küllî nimetlerin bir ücreti ve bir mukabilidir. İbadetteki sevapları ise Allah’ın fazladan bir ihsanı ve ikramıdır. Zira biz bin yıl ibadet etsek, bize verilen iki gözün karşılığını ve ücretini vermiş olamayız.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 5.181
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...