"İhlâs dairesinde, hizmet noktasında çok hırs ve kanaatsizlik gösterdiğimiz halde, neticelerine ve semeratına karşı kanaatle mükellefiz." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
İnsan, himmetini olabildiğince yüksek tutmalıdır. “Mevcuda iktifa etmeyi dun-u himmetlik” sayan Üstadımızın, şu ifadeleri çok mânâlıdır ve mesaj yüklüdür:
“Karşımda müthiş bir yangın var. Alevleri göklere yükseliyor. İçinde evlâdım yanıyor, îmanım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeğe, îmanımı kurtarmağa koşuyorum.”(1)
Bu dersi kendine rehber edinen her Nur talebesi de himmetini yüksek tutar; şüphe, tereddüt, günah ve sefahat ateşinde yananların imdadına koşmayı kutsî bir görev bilir. Onun hedefi bütün yananları kurtarmaktır. Hırsın ve kanaatsizliğin yeri işte burasıdır.
Yananların kendisini arayıp bulmalarını beklemez. Kurtardığı bir kişiyle yetinip diğerlerinin yanmasına seyirci kalmaz. Bir ikinciye, bir üçüncüye el atmaya çalışır. Yananların tümünü kurtarmak için yeni yollar arar, yeni metotlar dener. Bütün bu çalışma ve çırpınmaların sonunda ancak birkaç kişi kurtarabilirse, bu neticeye de kanaat eder; “Ben tebliğ vazifemi yaptım. İlâhî takdir bu kadarmış” der.
İnsan, bir büyük şehirdeki, her birinde kırk elli aile oturan muhteşem apartmanları birer küçük köy kabul etmeli ve “Bunların her birinde, evini iman ve Kur’an hizmetine açan bir kardeşimiz olmalı” diye düşünmeli, himmetini böyle geniş tutmalıdır. Ama bütün gayretine rağmen, milyonluk bir semtte ancak bir hizmet merkezi kurabilmişse, buna da kanaat etmeli, yenileri devreye girinceye kadar orada bütün gayretiyle çalışmalıdır.
(1) bk. Tarihçe-i Hayat, Isparta Hayatı.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü