"Umur-u uhreviyede hırs ve kanaatsizlik bir cihette makbuldür. Fakat mesleğimizde ve hizmetimizde, bazı ârızalarla, inkisar-ı hayal cihetiyle,.." İzah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Gerçi umur-u uhreviyede hırs ve kanaatsizlik bir cihette makbuldür. Fakat mesleğimizde ve hizmetimizde, bazı ârızalarla, inkisar-ı hayal cihetiyle, şükür yerine, meyusiyetle şekvâ etmeye sebep olur; belki de hizmetten vazgeçer. Onun için, mesleğimizde kanaat, daima şükrü ve metaneti ve sebatı netice verdiği için, ihlâs dairesinde, hizmet noktasında çok hırs ve kanaatsizlik gösterdiğimiz halde, neticelerine ve semeratına karşı kanaatle mükellefiz."(1)

Ahiret işlerine, yani salih ameller ve iman hizmetine karşı ne kadar hırslı olursak o kadar makbul ve güzel olur. Yalnız bu hırs ve kanaatsizlik, bazen insanı neticeyi elde etme noktasından hayal kırıklığına düşürebilir. Ya da insanı, neticeyi bu dünyada istemeye itebilir. Bu sebeple biz hizmet noktasında ne kadar hırslı olursak olalım, neticeyi Allah’tan bekleyip o noktada tam bir kanaat içinde olmamız gerekir. Yoksa hizmet ve hizmetin neticesini birbirinden ayırmayıp, hepsine aynı hırs ile sarılırsak, aksi olan ümitsizlik ve atalete sürüklenebiliriz. İman hizmetindeki hırsımızı neticeye teşmil etmemeliyiz.

Her hususta olduğu gibi, bu meselede de az olup devamlı olanı seçmeliyiz. Zira az da olsa devamlı olanı daha makbuldür. Üstad Hazretleri, "hizmet dairesinde ihlas ile hırslanmak güzeldir" diyor, ama neticeyi beklemek veya elde etmek noktasında aynı hali göstermek, ters tepebilir, diyerek muhtemel bir tehlikeye işaret ediyor.

(1) bk. Emirdağ Lâhikası-I, 53. Mektup.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 3.629
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...