"İlmin ulüvv-ü kadrine ve kadrinin yüksek derecesine ve hilâfete mihver olduğuna işarettir... İsmin ayn-ı müsemmâ olduğuna kail olan Ehl-i Sünnetin mezhebine işarettir." İzah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

عَلَّمَ Bu kelimenin ihtiyar edilmesi, ilmin ulüvv-ü kadrine ve kadrinin yüksek derecesine ve hilâfete mihver olduğuna işarettir."

"Âdem'e eşyanın isimlerini öğretti" ayetinde, insanı yücelten şeyin ilim ve talim olduğuna işaret ediliyor. Yani insanın meleklerden üstünlüğü ilim ile tescil ediliyor. Bu da ilmin ne kadar kıymetli ve üstünlük sebebi olduğunu gösteriyor. İnsanı kâinata halife yapan sır da ilimdir. İnsan bu potansiyeli iman ve İslam terbiyesinde işletirse, kâinata her bakımdan efendi ve halife olur.

"Ve keza, esmânın tevkîfine, yani Şâri’ tarafından bildirilmiş olduğuna remzdir. Zaten esmâ ile müsemmeyat arasında takip edilen münasebât-ı vaz’iye, bunu teyid ediyor."

Hazret-i Âdem (as)’a bizzat isimleri bildiren ve talim ettiren Allah’tır. İsimler ile isimlerin işaret ettiği eşya arasındaki münasebeti, insan idrak edebilir ve ediyor. İnsanlık asırlarca düşünseydi ve uğraşsaydı Allah’ın ikram ve lütuf olarak bildirdiği isimler ile isimlerin müsemmaları olan eşya arasındaki münasebet ve alakayı bilemezdi ve bulamazdı.

"Ve keza, mu’cizenin vasıtasız Allah’ın fiili olduğuna imadır. Fakat felâsifeye göre harikalar, ervah-ı harikanın fiilidir."

Hazret-i Âdem (as) olsun başka nebilerin mu’cizeleri olsun, bütün mu’cizeler doğrudan Allah’ın fiilidir. Felsefedeki on akıl ve spiritüalizm (ruhçuluk) gibi batıl düşünceler bu gibi harika halleri Allah’a değil, aradaki bir takım putlaştırdıkları sebeplere veriyorlar. Üstad Hazretleri burada onlara işaret ediyor.

اٰدَمُ hilâfeti irade edilen ve Âdem ismiyle tesmiye edilen küre-i arzın sahibi şahs-ı mâhuttur. İsminin tasrihi, teşrif ve teşhiri içindir."

Âdem ismi bir şahsa değil, insanlığın umumuna işaret eden hususî bir mefhumdur. Hilafet sadece Hazret-i Âdem (as) ve O’nun zamanına mahsus bir hakikat değil, kıyamete kadar gelecek insanları ifade eder. Âdem denilince, umum insanlık akla gelir.

اَ ْلاَسْمَاۤءَ isim ve sıfat ve hâsiyet gibi eşyayı birbirinden ayırıp temyiz ve tayin eden alâmet ve nişanlardır; yahut insanlar arasında münkasım olan lügatlardır."

İsim ve sıfatlar, eşyanın kendine mahsus hususiyetleri bariz bir hale getirmek için konulan nişan ve alametlerdir. Meselâ; elma ismi, elma ile işaret edilen meyvelere bir alamet olup sair meyvelerden farklı olduğuna işaret ve tefrik eden bir isimdir. Nasıl temyiz ve tefrik için her insana bir isim ve soy isim veriliyor ise, eşyaya da aynı manada temyiz ve tefrik için isim ve sıfatlar takılmış ki, insanlık için kolaylık olsun.

عَرَضَهُمْ Arz edilen eşya olduğu halde, zamirin esmaya rücûundan, ismin ayn-ı müsemmâ olduğuna kail olan Ehl-i Sünnetin mezhebine işarettir."(1)

Cenâb-ı Hakk’ın ayni, gayrı, ne aynı ne de gayrı olmak üzere üç çeşit sıfatı vardır.

Aynî sıfatlar: Allah’ın tenzihî ve selbî sıfatlarına denir. Bunlar; vücûd, kıdem, beka, muhâlefetünlil-havâdis, kıyâm bi-nefsihî, vahdâniyetdir. Bu sıfatlar Allah hakkında câiz olmayan mâna ve halleri bertaraf etmek için tedbir maksatlı konulmuş vasıflardır. Bu tenzihî sıfatlar iş ve icraat yapmazlar, onun için Allah’ın Zât-ı Akdes’inin aynı kabul edilmişlerdir. Yani bu sıfatlar Allah’ın zâtının aynısıdır, başka bir mâna ve gayrılık ifâde etmezler.

Mesela; vücûd sıfatı Allah’ın zâtının varlığını ifâde eden bir sıfattır. Zıt mana olan ademi, yani yokluğu bertaraf eder. Kıdem, başlangıçtan münezzeh olmasını gösterir. Bekâ ise, sonu olmamayı ifâde eder. Bu sıfatlar mevcut ve fâil değillerdir, bir kudret ve irâde gibi varlıkları ve tasarrufları yoktur.

“İsmin ayn-ı müsemmâ olduğuna kail olan Ehl-i Sünnetin mezhebine işarettir”sözü, Allah’ın aynî sıfatlarına işaret ediyor. İsim, müsemmanın kendisi olabilir: Allah Teâlâ hakkında “O zat ve mevcuddur!” dememiz gibi.

Bunun dışında olan gayri ve ne ayni ne de gayri olan sıfatlara bu cümleyi sarf edemeyiz. Meselâ; Allah’ın zatına Rezzak diyemeyiz, ama rızık veren diyebiliriz. Ya da Allah ilim ve kudrettir, diyemeyiz ama Alîm ve Kadîr diyebiliriz. Yani Allah’a ilim ve kudret sahibi demekle, doğrudan ilim ve kudret demek arasında çok azim bir fark vardır. İsim müsemmanın aynıdır, düsturunu sadece aynî sıfatlara yani selbî sıfatlara sarf edebiliriz.

Gayri isim ve sıfatlar, Allah’ın fiilî olan sıfatlarına denir. Bu fiilî sıfatların ise miktarı ve sınırı yoktur.

Bu fiilî sıfatların çokluğu ise, Allah’ın kudret sıfatının muhtelif mevcudattaki muhtelif tecelliyatından ibarettir. Meselâ; Allah’ın kudret sıfatı bir çekirdeğin açılmasında tecelli ederken Fettâh nâmını; bir canlının ölümünde Mûmit ismini; bir hayat bahşederken Muhyî ismini; bir canlıya rızık verirken de Rezzâk nâmını alıyor ve hâkeza.

Ne aynî, ne de gayrî olan sıfatlar ise, Allah’ın Sübûtî olan sıfatlarına denir. Bunlar hayât, ilim, irâde, kudret, tekvin, sem, basar ve kelâm’dır. Bu sıfatlar kâinatta iş gören ve tasarrufları olan hakîki ve fail sıfatlardır. Bu sıfatlar Zatî ve gayrî sıfatlar gibi mâneviye ve tenzihî sıfatlar değildirler. Allah’ın zâtından başka mâna ve esasları olan, ama ondan da müstakîl olmayan sıfatlardır. Onun için ne ayn, ne de gayr mânasını ifâde eden Allah’ın Zât-ı Akdes’ine zâid ve O’nun ile kâim sıfatlar denilmiştir. Bu sıfatlar ne o’dur, ne de O’nsuz olabilir.

(1) bk. İşârâtü'l-İ'câz - Bakara Sûresi, 31-33. Ayetler Tefsiri.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 7.516
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

Talhaozer
Allah Sizden Razı Olsun.
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
tilmizz
Allah razı olsun.oldukça açıklayıcı olmuş.
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Adem68474

Buradaki "İsim ve sıfat ve hâsiyet" farkları nedir?

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Sorularla Risale

İsim eşyaya konulan özel bir ünvan, sıfat eşyanın hikmet ve yarar bakımından diğerlerinden farklı oluşunu ifade ediyor, hasiyet ise o eşyanın kendine özgü birtakım özellikleridir.

Elma bir isim, elmanın kütür kütür, yuvarlak, kırmızı ya da yeşil olması gibi durumlar sıfatları olurken, bedene yararlı ve besin değerlerine sahip olması da hasiyeti yani özellikleri oluyor.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.

BENZER SORULAR

Yükleniyor...