"İşte faaliyet hakikatı içinde tezahür eden rububiyet hakikatı; ilim ve hikmetle halk ve icad ve sun' ve ibda', nizam ve mizan ile takdir ve tasvir ve tedbir ve tedvir, kasd ve irade ile tahvil ve tebdil ve tenzil..." İzah?
Değerli Kardeşimiz;
"İlim ve hikmetle halk ve icad ve sun' ve ibda'..."
Bu kelimeler genel anlamda "yaratmak" anlamına geliyor. "İbda" örneği ve benzeri olmayan bir şeyi yoktan yaratmak demektir.
İbda (İcad): Allah’ın eşyayı ve mevcudatı benzersiz ve modelsiz hiçten ve yoktan var etmesine denir. Allah’tan başka hiçbir şeyin olmadığı bir hengamda yarattığı ilk varlık ya da varlıklar buna misaldir. Aynı zamanda varlık içinde ilk kez vücuda gelmiş nispi sıfat ve arazların da vücuda çıkması buna örnek teşkil eder.
Mesela, bir insan suretinin ana hatları yani yüzündeki aza ve organları bir kalıp ve model olarak öncekilere ve sonrakilere benzer bu yüzden ana hatları ile insanın yaratılışı ibda değil inşadır. Ama insanlara hiç benzemeyen kendine mahsus yüz kimliği, sesi, kokusu ve parmak izi, itibari ile insan ibdadır. Yani benzersiz ve modelsiz olarak yoktan ve hiçten yaratılıyorlar. Öyle ise ibda tarzı yaratmak halihazırda sürekli ve devam ediyor. İlk varlıkların yaratılması ile bitmiş bir yaratma şekli değildir.
İnşa (Halk): İnşa var olan mevcudat ve eşyadan yeni vücut ve eşyaların yaratılması demektir. Mesela, var olan topraktan bitkilerin, bitkilerden de meyvelerin yaratılması buna örnek teşkil eder. Kâinatta en çok icra edilen yaratma şekli inşadır. Her bahar mevsiminde milyonlarca örneklerini gözümüz önünde görüyoruz.
"Nizam ve mizan ile takdir ve tasvir ve tedbir ve tedvir..."
Allah’ın her an tecelli etmesini iyi anlamak için, eşyanın her an nasıl tedbir ve tedvir edilmesine bakmamız yeterlidir. Bunu iyi anlamak için biraz da fen ilimlerine bakmak gerekiyor. Mesela, atomların sistemini ve işleyişini incelememiz bu konuda güzel bir örnek olabilir. Çünkü atomlar maddenin en küçük yapı taşlarıdır ve sayısının ne kadar olduğu konusunda bilim acizdir.
Evet, atomun merkezinde bulunan çekirdeğin etrafında çok büyük bir hızla dönen elektronlar ve bunların o küçücük hacimde birbirine çarpmaması ve bu atomlardan katrilyonlarca bulunması ve bunların tedbir ve tedvir edilmesi, bize tecellinin ne demek olduğunu göstermeye yeterlidir.
Yani Allah şu anda sayısız işleri çekip çeviriyor, sayısız tedbir ve tedvirlerde bulunuyor, sayısız eşyanın ayakta durmasını ve bir sistem dahilinde ahenk ve insicam ile hareket etmesini temin ediyor, sayısız cisim ve maddelerin sistemini ayakta tutup işlerlik kazanmasını sağlıyor...
"Kasd ve irade ile tahvil ve tebdil ve tenzil ve tekmil..."
"Tahvil" bir şeyi bir hâlden başka bir hâle getirmek, değiştirmek, döndürmek; "tenzil" bir şeyi indirmek (kar, yağmur, dolu, vahiy, ilham gibi); "tekmil" bir şeyi tamamlamak anlamına geliyor. Bu fiiller kâinatın her tarafını kuşatmış ve bu fiiller mükemmel bir irade ve kast ile olabilirler.
"Şefkat ve rahmetle it'am ve in'am ve ikram ve ihsan gibi şuunatıyla ve tasarrufatıyla kendini gösterir ve tanıttırır."(1)
"İt'am" yemek yedirmek, doyurmak ve taam vermek anlamlarına gelirken "in'am" nimet vermek, ihsan etmek, iyilik etmek, bahşiş vermek gibi anlamlara geliyor.
"İkram" ve "ihsan" da benzer anlamda kullanılıyor. Evet, kâinattaki bu sayısız ikram ve ihsanlar mükemmel ve sonsuz bir şefkatin eseridir.
(1) bk. Şualar, Yedinci Şua.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü