"İhdas", "ihtira", "tasni", "ber", "fatr", "kün" ne demektir?
Değerli Kardeşimiz;
Bu kelimelerin hepsi "yaratmak" fiili ile ilgilidir. Ama hepsinin yaratmanın farklı bir hasiyetine veya neticesine nisbeten bir fark gözetilebilir. Lügat kitaplarında bunlar ait az çok işaretler geçmektedir. Ama her ne kadar bazı nüans farklar gözükse ve söylense de bazen belagatin muktezası gereği, bazen mananın teyidi ve takviyesi için, birbirine yakın olan bu kelimeler birbirleri yerine kullanılır olmuşlardır.
İnşa: Varolan şeylerden bir şeyi tedrici olarak ve safha safha yaratmaktır. Ayrıca terkip söz konusudur. İnşa olana münşe' denir. İnşa edene münşi' denir.
"Diğeri, inşa ile sanat iledir. Yani kemal-i hikmetini ve çok esmasının cilvelerini göstermek gibi çok dakik hikmetler için, kâinatın anasırından bir kısım mevcudatı inşa ediyor."(1)
Tasni': Aynı şekilde var olan şeylerden bir şeyi yapmaktır. Ama bu kelimenin "inşa"dan farkı, yaratılan şeyin sanatlı ve tezyinli olması manası hâkimdir. Yani inşa ile yaratılan varlığın sanat yönüne vurgu yapıldığında, inşa değil tasni' kullanılır. Bu yolla ortaya çıkana masnu' denir. Failine de Sâni' denir.
Ber' / bur' /bürü': Yaratılacak şeyin bir hikmet, gaye ve nizam ile yaratılması ve kendisine en harika sanat ve mükemmel cihazat ile en uygun zaman ve mekanda meydana getirilmesidir. Bu mana ile yaratılana beriyye / berr, yaratana da Bâri' denir
İbda': Yoktan, sebepsiz, maddesiz ve zamansız var etmektir. Zaman itibariyle ilk yaratılış ve başlangıç manası için çok kullanılır. El bedi' ism-i şerifinin tecellisidir. Ortaya çıkana mübtede' denir. Başlatana da mübtedi' denir.
"Evet Kadîr-i Zülcelal'in iki tarzda icadı var. Biri; ihtira' ve ibda' iledir. Yani hiçten, yoktan vücud veriyor ve ona lazım her şeyi de hiçten icad edip eline veriyor."(2)
İhtira': Bu kelime de ibda' gibidir, yani bir şeyin yoktan var edilmesidir. Tek farkı yaratılan şeyin önceden kimsenin yaratamaması ve bilememesi, kimsenin gücü yetememesi ve mislinin ve taklidinin olmaması nisbetindendir. Bu mana ile yaratana Muhteri' ve yaratılana da muhtera' denir.
"Her cihetle güzel ve hünerli olmayan bir zat, böyle her cihetle güzel bir eserin masdarı, mucidi ve taklidsiz muhterii olamaz."(3)
İhdas: Yaratılan şeyin sonradan olduğuna, yani sonradan varlığa çıkmasına nisbeten kullanılan bir ifadedir. Bu mana ile yaratılana muhdes denir. İhdas edene Muhdis denir.
Fatr: Öyle bir şekilde yaratılır ki, önceki ve sonraki hiçbir varlığa benzemez. Yaratılanların birbirinden farklı ve hepsinin kendine has özelliklerinin olmasına nisbetendir. Ayrıca yaratılanda bulunan fıtrat ile de bağlantılıdır. Bu mana ile yaratana Fâtır ve yaratılana da maftur denir.
"Evet, görüyoruz ki, herhangi muvazzaf bulunan bir şey, vazifesinden terhis edilmekle daire-i vücuddan çıkarsa, Fâtır-ı Hakîm onun çok suretlerini Levh-i Mahfuzlarda tesbit eder."(4)
Kün: İster yoktan olsun ister bir sebeple olsun, o şeyin kün emriyle irade ve kudretin taalluk etmesiyle vücuda gelmesidir. Vücub âleminden olmayıp, imkân âleminden olmasına nisbeten kullanılır. Tekvin sıfatının tecellisidir. Bu kün emriyle yaratana Mükevvin denir. Yaratılanlara da kâinat, kevn veya mükevven denir.
Halk: Umumi bir ifadedir. Hem ibda' hem de inşa' manasında kullanılabilir. Emir âleminden olmayıp halk âleminden olmasına ve kudretin bir eseri olmasına nisbetendir. El Hâlik esmasının tecellisidir. Yaratana Hâlık ve yaratılana mahlûk denir.
İcad: En geniş ve umumi bir ifadedir. Var olmasına yani varlığına, mevcud olmasına nisbetendir. Hem ibda hem inşa hem de halk manasına gelebilir. El Mucid isminin tecellisidir. Ortaya çıkarılana mevcud denir. Failine Mucid veya Vâcid denir.
"Mevcudatın icadı ya ibda' ve ihtira' suretiyle hiçten ve yoktan olacak veyahut inşa ve terkib suretiyle anasır ve eşyadan toplamakla olacak."(5)
Dipnotlar:
1) bk. Lem'alar, Yirmi Üçüncü Lem'a.
2) bk. age.
3) bk. Şualar, Dördüncü Şua.
4) bk. Mesnevi-i Nuriye, Lasiyyemalar.
5) bk. Lem'alar, Otuzuncu Lem'a, Dördüncü Nükte.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü