"Kelâmın hayatlanması ve neşvüneması, mânâların tecessümüyle ve cemâdâta nefh-i ruh etmekle bir mükâleme ve mubâhaseyi içlerine atmaktır..." cümlesini devamıyla izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Sözün kuvvetli ve etkili olabilmesi; ancak mananın belirgin ve cansız olan söze hayat ve kuvvet vermesi ile mümkündür. Yani mana ile lafız arasındaki ilişki, ruh ile ceset arasındaki ilişki gibi olmalıdır. Ruh nasıl cesede hayat ve kuvvet veriyor ise, ruh mesabesinde olan mana da ceset mesabesinde olan lafza öyle hayat ve kuvvet vermelidir.
Mana silik ve sönük, lafız süslü ve manzum olsa, o cümle ya da söz pek bir şey ifade etmez. Esas olan mananın canlı ve kuvvetli, lafzın da buna münasip olmasıdır. Batı edebiyatında durum bilakistir. Yani lafız şatafatlı ve gösterişli; ama mana kuvvetsiz ve sönüktür.
Hülasa; sözü tesirli ve güzel kılan, içinde bir mana ve hakikatin bulunması ve belirgin bir şekilde kendini hissettirmesidir. Mana ve hakikat yok ise, söz; kuru tantanadan ibarettir.
"Kelâmın hayatlanması ve neşvüneması, mânâların tecessümüyle ve cemâdâta nefh-i ruh etmekle bir mükâleme ve mubâhaseyi içlerine atmaktır. Şöyle:"
"'Deveran' ile tabir olunan, vücutta ve ademde iki şeyin mukarenetiyle biri ötekisine illet ve me'haz ve menşe zannolunması olan itikad-ı örfî üzerine müesses olan mağlâta-i vehmiye üstüne mebnî olan, kuvve-i hayalden neş'et eden sihr-i beyanıyla, sehhar gibi cemadatı hayatlandırır, birbiriyle söyletir. İçlerine ya adaveti veya muhabbeti atar. Hem de mânâları tecessüm ettirir, hayat verir, içinde hararet-i gariziyeyi derc eder."(1)
Bir sözün hayatlı ve canlı olması, içerdiği mana ve anlamın belirgin ve kuvvetli olması ile mümkündür. Yani mananın söze bir ruh bahşetmesi gerekir. Tabi söylenen söz de bu mana ruhuna uygun bir kimliğe ve değere sahip olmalıdır. Yani söz ile mana birbirine illet olan iki farklı değerdir; birisi güzel diğeri çirkin olamaz.
"Deveran" kelimesi, söz ile mana arasındaki bu gerekliliğe işaret ediyor. Yani söz güzel mana belirsiz olursa, sözün güzelliği çirkinleşir; mana güzel olur söz çirkin olursa, bu kez de mana çirkinleşir ki bu birbirini kısır döngüye yani devarana götürür. En azından insanlığın örfü bu minval üzeredir. Yani insanlık örfü her ikisinin de güzel olması üzerine hareket ediyor. Mana söze illet söz manaya illettir; netice olarak her ikisi de güzel olmak durumundadır.
Özetle, sihr-i beyan manayı, mana da beyanı canlandırmalıdır.
(1) bk. Muhakemat, İkinci Makale (Unsuru'l-Belagat), İkinci Mesele.
İlgili ders videosu için tıklayınız:
- Prof. Dr. Şadi Eren, Muhakemat Dersleri (26. Bölüm).
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü