"Zira mukarrerdir: Asıl mana odur ki: Elfaz onu sımahta boşalttığı gibi zihne nüfuz ederek vicdan dahi teşerrüb etmekle, ezahir-i efkârı feyizyab eden şeydir..." Devamıyla açar mısınız?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Zira mukarrerdir: Asıl mana odur ki, elfaz onu sımahta boşalttığı gibi zihne nüfuz ederek vicdan dahi teşerrüb etmekle, ezahir-i efkârı feyizyab eden şeydir."(1)

Söz ve bu söze ait mananın gücü, sadece zihne değil zihinle beraber insanın vicdan, kalp, ruh ve diğer manevi duygularını da besleyip doyurması ile ilgilidir. Şayet söz ve mana sadece zihne hitap edip vicdan ve kalbi harekete geçiremiyorsa, bu söz ve mana güçlü değil güdük demektir. Tefsirler de bu şekilde yapılmalıdır.

"Yoksa başka şeyin kesret-i tevaggulünden senin hayaline tedahül eden bazı ihtimalât veyahut hikmetin ebatîlinden ve hikâyatın esatîrinden sirkat edip cepte doldurarak sonra âyât ve ehadîsin telâfifinde gizletmek, çıkartmak, elde tutmak, çağırmak ki: 'Budur mana, geliniz, alınız.' dediğin vakit alacağın cevab şudur: 'Yahu!.. İşte senin manan siliktir. Sikkesi takliddir, nekkad-ı hakikat reddeder. Sultan-ı i'caz dahi onu darb edeni tardeder.'"(2)

Tefsir odur ki, ayet ve hadislerin içinde inci gibi dürülü olan manaları açıp etrafa temaşa ettirmektir. Yoksa bir şeyle çok meşgul olmakla zihinde hasıl olan bir takım ihtimal manaları ya da batıl felsefi fikirleri naklen alıp ayet ve hadise yamamak tefsirden sayılmazlar. Yani ham ve etkisiz tefsirin nişanı taklitçi olmasıdır. Ama hakikat aşığı eleştirmenler bu tarz toplama yorumları reddederler. Kur’an da bu tarz yorum ve tefsirleri tart eder.

"Sen âyet ve hadîsin nizamlarına taarruz ettiğinden âyet şikayet edip hâkim-i belâgat senin hülyanı, senin hayalinde hapsedecektir. Ve müşteri-i hakikat dahi senin bu metaını almayacaktır. Zira diyecek: Âyetin manası dürrdür. Bu ise mederdir. Hadîsin mefhumu mühec, bu hemecdir."(3)

“Zira diyecek: Âyetin mânâsı dürrdür. Bu ise mederdir.” Ayetin manası dürr yani inci gibi kıymetli ve değerli iken, senin sonradan ilave ettiğin mana meder yani kıymetsiz bir çakıl taşı gibidir.

“Hadisin mefhumu mühec, bu hemecdir." Yine hadisin manası mühec yani can, öz, ruh gibi zihne hayat verirken, senin belagate ve hadise uzak olan yorumların hemec, yani değersiz ve önemsiz şeylerdir.

Ayet ve hadisin muhafızı ve alameti belagattir, belagat ise ham hayalleri, zorlama yorumları, taklidi ilimleri kabul edip bünyesinde barındırmaz. Kur’an’ın tahriften mukaddes ve müberra olmasının bir sırrı da bu vasfıdır. İnci ve yakutlar ile bezenmiş Kur’an'da işe yaramaz taşlar ve çakıllar anında sırıtır ve kendini ele verir.

Kur’an’ın hakiki ve etkili tefsiri içten dışa olmalıdır, yani ayetin içinde dürülü olan manaları dışarı çıkarmakla olur. Yoksa oradan buradan toplanan silik söz ve manaları, tefsir diye Kur’an ve hadise yamamak tefsirden sayılmaz.

Ayet ve hadisleri yorumlarken ayet ve hadislerin özüne ve ruhuna uygun yorumlamak gerekiyor. Felsefe ve diğer gereksiz malumatlar ile ayet ve hadisleri yorumlamaya kalkmak, değerli bir taşı değersiz taşlar ile desteklemeye kalkmak gibidir.

Özetle, tefsir odur ki, ayet ve hadislerin içinde inci gibi dürülü olan manaları açıp etrafa temaşa ettirmektir. Yoksa bir şeyle çok meşgul olmakla zihinde hasıl olan bir takım ihtimal manaları ya da batıl felsefi fikirleri naklen alıp ayet ve hadise yamamak tefsirden sayılmazlar. Yani ham ve etkisiz tefsirin nişanı taklitçi olmasıdır. Ama hakikat aşığı eleştirmenler bu tarz toplama yorumları reddederler...

Dipnotlar:

(1) bk. Muhakemat, Birinci Makale (Unsuru'l-Belagat), Üçüncü Mukaddime.
(2) bk. age.
(3) bk. age.

İlgili ders videosu için tıklayınız:
Prof. Dr. Şadi Eren, Muhakemat Dersleri (4.Bölüm)

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Okunma sayısı : 3.200
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

Gayretokur

Yoksa, başka şeyin kesret-i tevaggul ünden senin hayaline tedahül eden bazı ihtimalât, veyahut hikmetin ebâtîlinden ve hikâyâtın esâtîrinden sirkat edip cepte doldurarak ..buradaki tabirleri izah eder misiniz , Risale-i Nur izahlarında da mevzu aynımıdır.?

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editor (Muaz)

Yoksa, başka şeyin kesret-i tevaggulünden senin hayaline tedahül eden bazı ihtimalât, veyahut hikmetin ebâtîlinden ve hikâyâtın esâtîrinden sirkat edip cepte doldurarak sonra âyât ve ehâdisin telâfifinde gizletmek, çıkartmak, elde tutmak, çağırmak ki, “Budur mânâ, geliniz, alınız” dediğin vakit alacağın cevap şudur: “Yahu! İşte senin mânân siliktir. Sikkesi taklittir; nakkad-ı hakikat reddeder.” Muhakemat

Kesret-i tevaggulünden senin hayaline tedahül eden bazı ihtimalât” Mesela felsefe ile çok meşgul olan bir adamın aklına ve hayaline gelen ihtimallerde felsefi düşünceler olacaktır. İnsan neyle meşgul olursa o meşgul olduğu şey onun zihin ve hayal dünyasını etkisi altına alır ve ihtimal ve manalarda ona göre teşekkül eder.

Sahabenin bütün meşguliyeti, tevaggulü Kur’an’ı anlamak üzerine olduğu için onların ayetlerden aldığı hisseye başkaları yetişemiyor. Çünkü başkaları onlar kadar Kur’an ile kesret-i tevaggul (bir şeye şiddetle dalma) edemiyorlar.

Akşama kadar demircilik ile meşgul olan bir ustanın hülyası da rüyası da demirle ilgili olacaktır. Meşguliyetin düşünce üzerinde büyük bir baskı ve etkisi vardır o halde neyle meşgul olduğumuza çok dikkat etmemiz gerekiyor.

Hikmetin ebâtîlinden ve hikâyâtın esâtîrinden sirkat edip cepte doldurarak sonra âyât ve ehâdisin telâfifinde gizletmek,”

Yunan felsefesinin batıl düşüncelerinden, İsrailiyat ve mitolojik efsanelerin boş ve manasız hikayelerinden istifade edip sonra bu silik ve işe yaramaz bilgileri ayet ve hadisin mana kıvrımlarının içinden çıkarıyor gibi yaparak insanlara işte ayetin manası bu diye yutturmaya çalışmak hakiki tefsir kapsamına girmez.

Ayetin yüce, temiz ve derin manalarını batıl felsefe ve boş hikayeler ile izaha çalışmak Kur’an’ın belagat mesleğine asla uymaz. Kur’an’ın asil ve yüce dokusu böyle silik ve taklidi manaları kabul etmez. Kur’an’ın hakiki tefsiri yine Kur’an ve sahih hadislerdir. Harici ve yabani düşünceler Kur’an’a duhul edemez sikkesi olan belagat buna izin vermez.

“Âyetin mânâsı dürrdür (inci). Bu ise mederdir(çakıl taşı). Hadisin mefhumu mühec (can,ruh), bu hemecdir.(at sineği)”

Risale-i Nur Kur’an’ı yine Kur’an’ın usul ve yordamı ile tefsir ettiği için hakiki bir tefsir niteliğindedir. Risale-i Nurda Yunan Felsefenin etkisi İsrailiyatın alıntıları bulunmaz halis Kur’an’idir. Risale-i Nur Kur’an’ın mucizevi yönlerini yansıtan parlak bir ayna gibidir Kur’an’a gölge ve vekil olan bir örtü gibi değildir.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Yükleniyor...