"Kesretli kırk çeşme sularını İstanbul'a getirdiği vakit, Şeyhülislam Zenbilli Ali Efendi ona demiş..." Burada Şeyhülislam Zenbilli Ali mi Ebüssuud Efendi mi?
Değerli Kardeşimiz;
"Hakikatli bir latife: Sultan Süleyman Kanunî, kesretli kırk çeşme sularını İstanbul'a getirdiği vakit, Şeyhülislam Zenbilli Ali Efendi ona demiş: 'Hilâf-ı şeriat kanunları Avrupa'dan getirdiğin cihetle, İstanbul'a öyle bir bok sıçtın ki, o getirdiğin suların cümlesi üzerinden akıp geçse yüz senede temizleyemez." (Sikke-i Tasdik-i Gaybî, Sekizinci Lem'a)
Sorulan soru ile ilgili, kısa bir cevap olarak şunları söyleyebiliriz:
Sultan Süleyman Devlet-i Âliye’nin en güçlü olduğu dönemin padişahıdır. Fatih Sultan Mehmed Han ile başlayan ve dünyada Osmanlı Barışı (Pax Ottomana) olarak bilinen devrin zirve isimlerinden birisidir.
Şer’i hukukla idare edilen ve bünyesinde gayri müslim unsurları da barındıran Devlet-i Âliye’de ecdadının yaptığı gibi o da bazı örfi kanunlar çıkarmıştır. Bu alanda uzman olan Prof. Ahmet AKGÜNDÜZ’e göre Kanuni’nin çıkardığı örfi kanunlar 3 cilt tutacak bir hacme sahiptir.
Sultan Süleyman’a Kânuni denilmesinde çıkardığı kanunlar kadar, kanunları uygulamasındaki titizliliğinin de katkısı olduğu tarihçiler tarafından beyan edilmektedir. Zembilli Ali Cemali Efendi’den sonra Devlet-i Âliye’nin Şeyhülislamı olan Muhammed Ebussuud veya kısaca Ebussuud’un Sultan Süleyman’a yaptığı latifeli tenkit -çok cüzi de olsa- Avrupa’dan kanun alma hususunda hem ona bir ikaz, hem de ondan sonra gelen padişahlar için bir ihtar mahiyetindedir.
Ancak mezkûr latifede halef-selefle ilgili bir takdim-tehir farkı olması yapılan ihtara pek zarar vermez. Latifeyi nakleden, yanında yıllarca herhangi bir kitap bulunduramayan Bediüzzaman Hazretlerine de herhangi bir nakize getirmez.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü