Sekizinci Lem'a
İçerikler
-
"Tevessül" hususunu izah eder misiniz?
-
"Biri çağır; başkaları imdada gelmiyor." ile "Yâ Şeyh! Sana bir Fatiha, sen benim bu şeyimi buldur." ifadelerini izah eder misiniz?
-
"Eyyühe’l-münafık." , "Ey dinini dünyaya satan riyakâr." hitapları günümüze bakıyor mu; cifir / ebced hesabı kaçtır?
-
"Vefatından sonra hayatta oldukları gibi tasarrufu ehl-i velâyetçe kabul edilen üç evliya-yı azimenin en âzamı o Hazret-i Gavs-ı Geylânî’dir." Efendimizin de tasarrufu devam ediyor mu?
-
Gavs-ı Azam'ın Üstad'a bir mektubu var; burayı nasıl anlamamız lazım? Bunun Üstad'a söylendiğini nasıl anlayabiliriz? Said isminde başka Allah dostları da olabilir mi?
-
"Altıncı asrın ahirlerinde Hülagu felaketi gibi feci, dehşetli meşhur fitnenin ... dehşetli bir nevi, şu on dördüncü asırda bulunuyor." Zamanımızdaki fitnelerin benzerlik yönü ile izah eder misiniz?
-
Fenafillâh, tarikatın bir semeresi midir? Peygamber Efendimiz ve Sahabelerde karşılığı var mı? Tarikat dışında bu mertebeye ulaşmanın imkânı var mı?
-
"Fenâ-yı mutlak ile Cenab-ı Hakk'ın tecelli-i zâtîsine mazhariyet..." Gavs-ı Geylânî, Allah'ın zatını görmüş mü, Üstad da bu makamda veya üstünde midir?
-
Abdulkadir Geylânî gibi zatlar, naz makamında mıdırlar? "Ayağım bütün velilerin üstündedir" ifadesiyle, kendi zamanındaki velileri kastettiğini mi anlamamız gerekir?
-
"Muhibbiyet makamı olan makam-ı niyazdan mahbubiyet makamı olan nazdarlık makamına çıkmış, tarik-i acz ve fakrdan, meşreb-i aşk ve istiğraka girmiş." İzah eder misiniz, bu yol herkese açık mı?
-
"Muhibbiyet makamı olan makam-ı niyazdan, mahbubiyet makamı olan nazdarlık makamına çıkmış." İzah eder misiniz, naz ve niyaz makamlarını nasıl anlamalıyız?
-
"Keramet, mucize gibi Cenâb-ı Hakkın fiilidir, hediyesidir, ihsanıdır ve ikramıdır; beşerin fiili değildir." İzah eder misiniz?
-
"Lisan, ne kadar aklın dekaik-i tasavvuratının tercümesinde âciz ise, ihtiyar dahi ruhun dekaik-ı harekâtının derkinde o derece âcizdir." İzah eder misiniz?
-
"Mematında dahi hayatındaki gibi dâimî tasarrufu bulunduğu tasdik edilmiş." Öldükten sonra hayattaymış gibi tasarruf etmeyi destekleyen ayet veya hadis var mıdır?
-
"Ehl-i hakikatin de maziden dokuz yüz sene mesafe-i azimeden müstakbele böyle manevî telefonlar işleyebilir ve manevî teleskopları görebilir." ifadesi ile kastedilen nedir?
-
"Bin üç yüz otuz ikide o Sözler ile mücahedeye başla. Sen inayet-i İlâhiyenin hıfzındasın." 1332 tarihi rumi midir? "zı" Risaletü’n-Nur’u, "mî" kelimatı nasıl gösterir?
-
"Bir dakikada üç gülle öldürecek yere mukabil bana isabet ettiği halde tesir etmediler." İzah eder misiniz?
-
"Müthiş bir burhan-ı ruhî ve dehşetli bir heyecan-ı kalbî ve dağdağalı bir teşevvüş-ü fikrî geçirdiğim sıralarda, pek şiddetli bir surette Hazret-i Gavs'tan istimdat eyledim." İzah eder misiniz?
-
"Vird’ül-İşâ münâcâtında dahi mezkûr âyete istinaden Hizbü'l-Kur'ân'ın bir hâdimini tasrihen ve arkadaşlarını da işaret derecesinde haber veriyor." İzah eder misiniz?
-
"Kendimi hiçbir vecihle keramete layık görmediğim için onları bazen tesadüfe, bazen da başka esbaba isnad ediyordum." ile "Kaderin mahkumuyum" gibi ifadeleri nasıl tevfik edebiliriz?
-
"Ateş bazen sudan ziyade temizlik yapar." İzah eder misiniz?
-
"Kesretli kırk çeşme sularını İstanbul'a getirdiği vakit, Şeyhülislam Zenbilli Ali Efendi ona demiş..." Burada Şeyhülislam Zenbilli Ali mi Ebüssuud Efendi mi?
-
"Hilâf-ı şeriat kanunları Avrupa'dan getirdiğin cihetle, İstanbul'a öyle bir bok sıçtın ki, o getirdiğin suların cümlesi üzerinden akıp geçse yüz senede temizleyemez." Hâdisenin mahiyeti nedir?
-
"İstikbalî olan gaybiyat, niyet ve ihtiyar ile verilmediği gibi..." İstidraç o kişinin niyet, ihtiyar, iradesi ile mi olur?
-
"Gaybiyat, niyet ve ihtiyar ile verilmediği gibi" ile "Gayet nadir olarak Levh-i Ezelîye kadar keşif çıkar." ifadeleri tenakuz teşkil etmiyor mu?
-
"Sûre-i Hûd’daki فَاسْتَقِمْ كَمَا اُمِرْتَ âyeti beni ihtiyarlattırdı. Çünkü ehemmiyeti azimdir; istikamet-i tâmmeyi emrediyor." İstikamet-i tâmme ile izah eder misiniz?
-
"Hayatım istikametsiz gitmiş, kalbim sakametten kurtulmamış, o kudsî emrin imtisalinden belki yüz derece uzağım." Bu ifadeleri nasıl anlayabiliriz?
-
"Bin iki yüz doksan dörtten tâ bin üç yüz kırk beş, belki altmış dörde, daha ziyade bir zamana kadar Allah'ın izniyle ve kuvvetiyle senin imdadına yetişeceğim." Bu tarihin hususiyeti ne olabilir?