"Kezalik yevm, sene, ömr-i beşer ve ömr-i dünya içinde tayin edilen manevi millerden birisi devrini tamam ettiğinde, ötekilerin de devirlerini ikmal edeceklerine hükmedilir." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Saniye, dakika, saat ve günleri gösteren haftalık bir saatin millerinden birisi devrini tamam ettiği zaman, behemehal ötekiler de devirlerini ikmal edeceklerine kanaat hasıl olur. Kezalik yevm, sene, ömr-ü beşer ve ömr-ü dünya içinde tayin edilen manevî millerden birisi devrini tamam ettiğinde, ötekilerin de -velev uzun bir zamandan sonra olsun- devirlerini ikmal edeceklerine hükmedilir." (1)
Bir dakika vaktini tamamladığında, onun alt birimi olan altmış saniye de -ister istemez- dönüşünü tamamlamış demektir. Ya da bir saat vaktini tamamladığında, onun alt birimleri olan dakika ve saniyeler de onunla beraber vaktini tamam etmiş oluyorlar. Bir gün dolduğunda, onun altında ne kadar zaman birimi varsa onlar da miadlarını tamamlamış oluyorlar ve hakeza...
Bu manada zamanın küçükten büyüğe çok birimleri bulunuyor. İnsana göre en küçük zaman dilimi salise iken, en büyük zaman dilimi de asır ya da dehrdir.
Tabiî bir de nisbî zaman birimleri vardır. Mesela, Güneş'in bir günü, dünyanın binlerce gününe tekabül ediyor. Öyle büyük galaksiler var ki; onun bir günü bizim binlerce senelerimize mukabil geliyor. İşte böyle büyük galaksilerin bir günü, bütün insanlığın ömrüne tekabül edebilir.
Ayrıca zamanın küçük birimlerinde hükmeden devir tamamlama prensibi, büyük birimlerde de cari olduğuna işaret eder. Yani dakika nasıl devrediyor ise, ondan çok daha büyük zaman birimleri de bir zaman sonra devrini tamamlayacaklardır. Bu da bir gün kıyametin kopacağına bir işaret ve bir karinedir.
Saniyenin altmış defa hareket edip bir dakika olmasına devir denilir; aynı mana diğer zaman birimleri için de geçerlidir. Demek zamanın geçmesi ve devir kanunu, müşahede ettiğimiz salise, saniye, dakika, saat gibi küçük zaman birimlerinde cari olduğu gibi, asır ve kâinatın ömründe de caridir. Çünkü kanun birdir, büyüğe ve küçüğe aynı işler. Suyun kaldırma kuvveti, küçük bir tahtada tecelli ettiği gibi, denizlerde ve büyük gemilerde de cardir. Yerin çekim kuvveti de küçük bir cisim için cari olduğu gibi, en büyük bir cismin aşağı düşmesi ve yuvarlanmasında da caridir.
(1) bk. İşârâtü'l-İ'câz, Fâtiha Sûresi Tefsiri.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü