"Kimin nazarı oraya çıkmazsa, taklide mecburdur. Kimin fikri oraya girse, haşir ve kıyameti, gece gündüz, kış ve bahar derecesinde kolay görür, itminan-ı kalple kabul eder." Nazarın çıkması ve fikrin girmesi ile izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Burada, nazarın çıkması ve fikrin girmesinden maksat; imanın taklitten tahkike çıkmasıdır. İnsanın imanı taklidi ise öldükten sonra, dirilmenin nasıl olacağını anlamakta zorlanabiliyor. İnsan, nazarını ve fikrini kati ve mukni deliller ile tahkiki bir surete çevirmek ile mükelleftir. İnsan kendi başına nazarını tahkike çıkaramayacağı için, vahye ve Kur’an’a tabi olacaktır.
İnsan, aklının zorlandığı hususları, misal dürbünü ile ya da gözü önünde cereyan eden fiillerin ihtarı ile müşahede eder ve kalbi mutmain olur. Mesela, kışın ölmüş bütün nebatatın, sineklerin ve yeryüzünün bahar mevsiminde birkaç gün içinde yeniden diriltilip, hiçten ve yoktan ihya ve inşa edilmesi gibi, insanın ölmüş ve dağılmış bedeni de aynı şekilde, hatta daha kolay bir tarzda tekrar ihya ve inşa edilecektir. Her sene haşrin binlerce numunesini yapan bir Zat hakkında, "İnsanların cesetlerini ikinci defa nasıl diriltecek?" diye şüpheye düşülür mü?!.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü