"Sabık her bir bahar, kıyameti kopmuş, ölmüş ve karşısındaki bahar onun haşri hükmündedir." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Evet, her baharda bütün ağaçları ve otların köklerini aynen ihya ve nebati ve hayvani üç yüz bin nevi haşrin ve neşrin nümunelerini icad eden bir kudret, Muhammed ve Mûsâ Aleyhimesselâtü Vesselâmların her birinin ümmetinin geçirdiği bin senelik zaman, karşı karşıya hayalen getirilip bakılsa, haşrin ve neşrin bin misalini ve bin delilini iki bin baharda(HAŞİYE) gösterdiği görülecek. Ve böyle bir kudretten haşr-i cismânîyi uzak görmek, bin derece körlük ve akılsızlıktır."
"HAŞİYE: Sabık herbir bahar, kıyameti kopmuş, ölmüş ve karşısındaki bahar onun haşri hükmündedir."(Şualar, On Birinci Şuâ, Yedinci Mesele)
Kış mevsimi ölümü, bahar mevsimi ise yeniden dirilişi temsil ediyor. Kışın ölen ağaçlar, bitkiler ve hayvanlar, bahar mevsiminde yeniden dirilerek ölümden sonra dirilmenin Allah için ne denli kolay ve basit olduğunu gösteriyor ve akla kapı aralıyor.
"Yaptıklarım yapacaklarımın teminatıdır." misillü, her bahar mevsiminde milyonlarca canlıya hayat verilmesi, insanın öldükten sonra diriltilmesinin Allah için ne kadar çok basit ve kolay olduğunu gösteren mantıki bir önermedir.
Tek eli ile koca dağı havada tutan birisine "Acaba küçük bir çakıl taşını kaldırabilir mi?" diye şüphe ile bakmak mantık açısından yanlış olur. Bahar mevsiminde haşrin sayısız örneklerini yapan ve bu konuda kendini ve gücünü -âdeta- kanıtlamış Allah için; "Acaba insanı ikinci bir hayat için yeniden yaratabilir mi?" diye bir endişe ve şüphe duymak, ancak aptallıkla izah edilebilir.
Dolayısıyla her güz mevsimi, baharın bir nevi kıyameti iken, her bahar da evvelki baharın haşri konumundadır.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü