Küçük cehennem, neden büyük cehenneme inkılap edecektir?
Değerli Kardeşimiz;
Yirmi Dokuzuncu Söz'de kıyamet bahsi anlatılırken şöyle denmektedir:
"İşte, şu mevt ve sekerât ile Kadîr-i Ezelî kâinatı çalkalar, kâinatı tasfiye edip cehennem ve cehennemin maddeleri bir tarafa, cennet ve cennetin mevâdd-ı münâsibeleri başka tarafa çekilir, âlem-i ahiret tezahür eder."(1)
Bu ifadelerden, cennete münasip şeylerin cennete ve cehenneme münasip şeylerin ise cehenneme gideceği anlaşılmaktadır. Bu nedenle güneşin aydınlığı olan nurunun, cennete ve yakıcı ama karanlık olan narı ise cehenneme gideceği rivayetlerden anlaşılmaktadır. Zira ateş, cehennemi hatırlatırken, nur ve aydınlık ise cenneti hatırlatmaktadır.
Dersin devamında, şu kâinatta “hayır şer, güzel çirkin,…, iman küfür, taat isyan, ...” gibi eserleriyle zıtların birbiriyle çarpıştığı ifade ediliyor. Buna göre "kâinatın tasfiyesi" denilince bu zıtların birbirinden ayrılması, cennet ve cehennemin her birinin kendine münasip maddelerle dolması anlaşılıyor.
Dünya ahiretin tarlası olduğu için, cennet nimetleri bu dünya tarlasının hayırlı meyveleri olarak tezahür edecekler, cehennem de küfür ve isyanın neticeleriyle dolacaktır. Yani, “iman bir manevi tuba-i cennet çekirdeği taşıdığı, küfür ise müthiş bir zakkum-u cehennem tohumu sakladığı” için bu iki manevi ağacın da meyveleri ahiret âleminde maddi olarak teşhir edilecektir.
Cehennem-i suğra; dünyanın merkezi olan karanlık magmadan ibarettir. Cehennemi bir manzara ortaya koymaktadır. Dolayısıyla cehenneme gitmeli ve orada yer almalıdır. Bu ise hikmetin muktezâsıdır.
1) bk. Sözler, Yirmi Dokuzuncu, Söz İkinci Maksat.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
Cehennem-i suğra ve cehennem-i kübra meselesini yalnızca Üstad mı ele alıyor? Bu kavramsallaştırmayı kullanan başka bir rivayet var mı?
“Cehennem ateşi dünya ateşleri üzerine altmış dokuz derece daha fazla kılındı. Bunların her birinin harareti bütün dünya ateşinin harareti gibidir.”Müslim 2843/30, Buhari 3064, Tirmizi 2715
“Namazı serinliğe bırakınız! Şüphesiz ki sıcağın şiddeti cehennemin kaynamasındandır!” Buhari 3062
“Muhakkak ki yaz sıcağının şiddeti Cehennem sıcağındandır.” Buhari, Mevakit: 9, 10; Müslim, Mesacid: 180, 181; Ebu Davud, Salat: 4; Tirmizi, Mevakit: 5; Nesai, Mevakit: 5.
“Bir Hadis-i Şerifte Efendimiz(sav) “Gerçekten güneş ve ay kıyamet günü cehenneme atılacak iki nurdur”. Ed-Dür-rü’l Mensur, 6/318
“Cehennemin yeri, bazı rivayatla, “tahte’l-arz” denilmiştir.” (Acluni, Keşfü’l-Hafa 1:281…)
Anladığımız kadarıyla, bu naslardan yola çıkarak, Üstadımız: Cehennem ikidir; biri suğra (küçük Cehennem), biri kübradır (büyük Cehennem). İleride suğra kübraya inkilâp edeceği ve çekirdeği hükmünde olduğu gibi, ondan bir menzil olur.
Demekle şu anda her iki Cehennemin de, mevcut olup tayin edilen görevleri ifa ettikleri anlaşılıyor. Yani büyük ve küçük cehennem tabirleri Üstadımızın hadislerden çıkardığı orjinal bir sonuç bir içtihat niteliğindedir denilebilir. Yüzeysel bir araştırma yaptığımızda diğer tefsirlerde böyle bir tabire rastlamadık.