"Kudret-i ezeliyenin feyz-i tecellîsî ve eser-i ibdâı olan kâinattaki kuvvetten umum zerrata, her bir zerreye birer zerre-i câzibe halk ve ihsan ederek ve ondan kâinatın rabıtası olan müttehid, müstakil, muhassal cazibe-i umumiyeyi inşa ve icad.." İzah?
Değerli Kardeşimiz;
Bir bendin beri tarafındaki küçük su damlaları ve sızıntılar, bendin arka tarafında çok büyük bir su kitlesinin varlığına işaret eder ve onu ispat eder. Küçük su damlaları ve sızıntılar o büyük su kitlesinin bir tecellisi, çok aşamalardan geçmiş basit bir işaret levhasıdır. Su kitlesi asıl iken, ona işaret eden sızıntı ve damlalar zıll, yani gölgedir.
Gölge asla aslın yerine geçemez ve onun ile iltisak (bitişik olmak) edemez. Gölgenin vazifesi asla işaret edip ona yönlendirmek içindir. Temsil üzerinden gidecek olursak, sızıntı ve damlanın vazifesi su kitlesinden haber verip şuur sahiplerini ona yönlendirmektir. İkisi arasındaki farkı görmeden, sızıntıya ya da küçük bir damlaya göl ya da deniz demek şatahat, yani manevi sarhoşluktan gelen bir yanılgı oluyor.
İşte kainat ve içindekilerin cüzi cemal ve kemalleri Allah’ın sonsuz cemal ve kemaline işaret eden birer sızıntı, birer damla mesabesindedirler. Onların vazifesi Allah’ın sonsuz cemal ve kemaline işaret etmek ve nazarları ona tevcih etmektir. Allah’ın sonsuz cemal ve kemali asıl iken, kainat ve içindekilerin cüzi cemal ve kemali o asıldan tecelli etmiş zayıf ve basit tecellilerdir. İşte asıl ile tecelliyi iltibas etmek şatahat oluyor.
Paragrafta verilen cazibe ve hayat örneği bu inceliğe işaret eden iki temsil, iki dürbündür. Nasıl "küçük çekim kuvvetleri kainatta cari olan büyük bir çekim kuvvetine işaret ediyor ve onu ispat ediyor ise, küçük hayatlar ve canlılıklar da kainatta umumi ve genel bir hayatın varlığına işaret ediyorlar." demektir ki, bu iki misal, yukarıda işaret ettiğimiz asıl maksada bakıyorlar.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar