"Kur'an-ı Hakîm, beşerî, şimdiki terakkiyatında pek çok geri kaldığı..." Kur’an’ın işaret ettiği mucizata karşı, fennin çok geri kaldığı nazara verilmektedir. Bu konuda bir iki misal alabilir miyiz?
Değerli Kardeşimiz;
Üstad Hazretlerinin, “sinekle tayyareyi mukayese” misalini hatırlayalım ve uçağın sineğe yetişebilmesi için neler gerektiğini şöyle bir düşünelim:
Gören uçak, işiten uçak, seven ve korkan uçak, bütün aksamı aldığı yakıtla kademeli olarak yenilenen uçak, kendinden yavru uçakların ürediği uçak, uyuyan ve uyanan uçak, çok kısa sürede birbirinden çok farklı manevralar yapan uçak…
Daha böyle nice özellikleri taşıması gereken bir uçak, insanın aklına değil hayaline bile gelmez. Aynı misali, az farkla, balıklarla gemilerin mukayesesinde de kullanabiliriz.
İnsanoğlu şeker pancarından şeker yapmak için muhteşem fabrikalar kurup, nice mühendisler ve işçiler çalıştırırken, arılar çiçekten bal yaparlar.
İnsan, ne kadar güçlü ampuller yapsa, Güneş'in yanında hepsi sönük kalırlar. Bazen, sokak lambalarının sabah saatlerinde de yanmaya devam ettiği olur. Henüz Güneş doğmamış, ama ortalık aydınlanmaya başlamıştır. Güneş'ten gelen bu kadar bir ışıkta bile sokak lambalarının yandığı belli olmaz.
Burada bir noktanın ehemmiyetle nazara alınması gerekiyor:
Bütün hayır Allah’tandır. Bütün güzellikler, kemaller hep onun esma tecellilerindendir. Bunları dilerse sebepsiz olarak sergiler, dilerse cansız varlıklar eliyle, dilerse hayvanlar âleminde, dilerse insan aklına verdiği o üstün istidatla sergiler.
Cenab-ı Hakk'ın sebepsiz olarak yarattığı mucizeler, sebepler eliyle yarattıklarından sanatça çok daha ileridir. Bununla birlikte, Cenâb-ı Hakk’ın izniyle insanoğlu, mesela baldan daha faydalı ve mükemmel bir gıda yapmayı başarsa, o da yine sebepler eliyle ihsan edilen bir ilahi sanat olur. Ancak, kıyametin yaklaşmasına rağmen böyle bir bal henüz yapılamamıştır...
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü