"Kur’an’ın halis ve tam şakirdi ise, bir abddir. Azam-ı mahlukata karşı da ubudiyete tenezzül etmez ve cennet gibi en büyük ve azam bir menfaati gaye-i ubudiyet yapmaz." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Kur’an'dan iman ve ahlak dersi alan bir mümin, kendini sadece Allah’ın bir kulu olarak görür. Hiçbir menfaat ya da çıkar karşısında ezilip büzülmez. Dünyevi hatta uhrevi menfaatler için sebeplerin karşısında eğilmez.
Hatta öyle ki cennet gibi muazzam ve masum bir nimeti bile ibadetlerine bir amaç ve gaye edinmez. Kulluğunu ve ibadetini sadece Allah’a yapacak kadar yüce ve ulvi bir ahlaka sahiptir.
Oysa dinden soyutlanan felsefeden ders almış bir insan, en küçük bir menfaat kırıntısı karşısında bile eğilir, bükülür ve haysiyetini yerlerde süründürecek bir tavır sergiler.
Bir ağacın canlı, taze ve sağlıklı olduğunu meyvesinin kalitesinden ve canlılığından anlarız. Meyve tatlı ve kaliteli ise, ağaç canlı ve taze demektir. Meyve çürük ve acı ise, ağacın cansız ve sağlıksız olduğu sabit olur. Felsefe ağacı ile Kur’an ağacının iki meyvesi kıyas edildiğinde hangisinin canlı ve taze olduğu aklıselime sabit olur.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü