Kur'ân'ın "İslâmiyet âlem-i mânevîsinin güneşi, temeli, hendesesi" olmasını izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Ve şu İslamiyet âlem-i manevisinin güneşi, temeli, hendesesi..." (İşârâtü’l-İ’caz)
Nasıl ki insanın maddî bir hayatı ve bu hayatı yaşadığı maddî bir âlem var. Bu maddî âlem kâinat olup, insan onun bir menzili olan dünyada yaşar. Aynen bunun gibi, insanın manevî bir hayatı ve bu hayatı yaşadığı manevî bir âlem vardır. Bu manevî âlem ise dindir. İnsan manevî hayatını, Allah katında tek hak din olan İslamiyet ile yaşar.
Hem nasıl ki maddî âlemin güneşi, binalarının temeli ve hendesesi var ise; manevî âlemin de güneşi, temeli ve hendesesi var.
Manevi âlemin güneşi Kur’an’dır. İslamiyet âlem-i manevisinin güneşi olan Kur’an insanın manasını aydınlatır, kalbine hayat verir ve ona hak yolu gösterir. Maddî güneş olmadan hayat olmayacağı gibi, Kur’an güneşi olmadan da manevî hayat olmaz ve olamaz.
Kim ki Kur’an güneşini terk ederse, artık o manen bir ölüdür.
Hem nasıl ki, maddî binaların bir temeli vardır; temel olmadan bina ayakta duramaz. Aynen bunun gibi, İslamiyet binasının da temeli Kur’an’dır. Kur’an olmadan İslamiyet binası olmaz ve O’na uyulmadan, itaat edilmeden İslam yaşanamaz.
Kim ki Kur’an’a sırtını dönerse, İslam binasını yıkar.
Hem nasıl ki bir hendese ilmi var. Her şeyin planını ve şeklini öğretir. Kur’an da İslamiyet âlem-i manevîsinin hendesesidir. İslamiyet nasıl yaşanır, Müslüman nasıl olur ve nasıl yaşar, hepsi bu kitabın içindedir...
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
