"Kur’an nedir, tarifi nasıldır?" başlığı altında yapılan izahı ayet-i kerimelerle açıklayabilir misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Kur'ân;
• şu kitab-ı kebir-i kâinatın bir tercüme-i ezeliyesi,
• ve âyât-ı tekviniyeyi okuyan mütenevvi dillerinin tercüman-ı ebedîsi,
• ve şu âlem-i gayb ve şehadet kitabının müfessiri,
• ve zeminde ve gökte gizli esmâ-i İlâhiyenin mânevî hazinelerinin keşşafı,
• ve sutûr-u hâdisâtın altında muzmer hakaikin miftahı,
• ve âlem-i şehadette âlem-i gaybın lisanı,
• ve şu âlem-i şehadet perdesi arkasında olan âlem-i gayb cihetinden gelen iltifâtât-ı ebediye-i Rahmâniye ve hitâbât-ı ezeliye-i Sübhâniyenin hazinesi,
• ve şu İslâmiyet âlem-i manevisinin güneşi, temeli, hendesesi,
• ve avâlim-i uhreviyenin mukaddes haritası,
ve Zât ve sıfât ve esmâ ve şuûn-u İlâhiyeninkavl-i şârihi, tefsir-i vâzıhı, bürhan-ı kàtıı, tercüman-ı sâtıı,.. (Sözler, Yirmi Beşinci Söz)
Aşağıda bir kısmını takdim ettiğimiz yüzlerce ayet Üstad'ın bu tarifini izah eder mahiyettedir. Bu ayetler kâinat kitabını okuyan ve okutturan ayetlerdir. İnsanlığa kâinatın dilini anlamak noktasında rehber ve tercüman olan ayetlerdir.
"Elif, Lam, Ra. İşte bunlar hikmetli Kitabın ayetleridir." (Yunus, 10/1)
"Göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelmesinde, insanlara yararlı şeylerle denizde süzülen gemilerde, Allah’ın gökten indirip yeri ölümünden sonra dirilttiği suda, her türlü canlıyı orada yaymasında, rüzgârları ve yerle gök arasında emre amade duran bulutları döndürmesinde düşünen kimseler için ayetler vardır." (Bakara, 2/124)
"Gece ile gündüzün birbiri ardınca gelmesinde, Allah’ın göklerde ve yerde yarattıklarında, ona karşı gelmekten sakınan kimseler için ayetler vardır." (Yunus, 10/6)
"Gece ile gündüz, Güneş ile Ay, Allah’ın varlığının ayetlerindendir. Güneş'e ve Ay’a secde etmeyin. Eğer Allah’a kulluk etmek istiyorsanız bunları yaratana secde edin." (Fussilet, 41/37)
"Sizi topraktan yaratması onun varlığının ayetlerindendir. Sonra hemen birer insan olup yeryüzüne yayılırsınız. İçinizden kendileriyle huzura kavuşacağınız eşler yaratıp aranızda muhabbet ve rahmet var etmesi onun varlığının ayetlerindendir. Bunlarda tefekkür eden bir kavim için ayetler vardır. Gökleri ve yeri yaratması, dillerinizin ve renklerinizin değişik olması, onun varlığının ayetlerindendir. Doğrusu bunda bilenler için ayetler vardır. Geceleyin uyumanız, gündüz de lütfundan rızık aramanız onun varlığının ayetlerindendir. Bunlara kulak veren bir kavim için ayetler vardır. Size korku ve ümit veren şimşeği göstermesi, gökten su indirip ölümünden sonra yeri onunla diriltmesi onun varlığının ayetlerindendir. Bunlarda akleden kavim için ayetler vardır. Göğün ve yerin, onun emri ile ayakta durması onun varlığının ayetlerindendir. Sonra sizi bir tek da'vetle çağırdığı zaman hemen yerden çıkacaksınız." (Rum, 30/20-25)
"Göklerde ve yerde inananlara nice ayetler vardır." (Casiye, 45/3)
"Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelmesinde akıl sahiplerine şüphesiz deliller vardır. Onlar ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah’ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışını tefekkür ederler. Rabbimiz, sen bunları boşuna yaratmadın. Sen münezzehsin. Bizi ateşin azabından koru, derler." (Al-i İmran, 3/190-191)
"Dünya hayatı, gökten indirdiğimiz su gibidir ki, onunla insan ve hayvanların yiyeceği bitkiler yetişip birbirine karışmıştır. Yeryüzü süslenip bezendiği ve yerin sahiplerinin bütün bunlara mâlik olduklarını sandıkları sırada gece veya gündüz, buyruğumuz o yere gelmiş ve orayı hiçbir şey bitirmemişe çevirmişiz; bir gün önce bir şey yokmuş gibi olmuştur. Tefekkür eden bir kavim için ayetleri böylece uzun uzun açıklıyoruz." (Yunus, 10/24)
"Yeri düzleyen, orada dağlar nehirler var eden, her türlü üründen çift çift yetiştiren, gündüzü geceyle bürüyen de odur. Doğrusu bunlarda tefekkür eden kimseler için ibretler vardır." (Ra’d, 13/3)
"Rabbin bal arısına: Dağlarda, ağaçlarda ve hazırlanmış kovanlarda yuva edin; sonra her çeşit üründen ye; sonra da Rabbinin işlemen için gönderdiği yoldan yürü diye öğretti. Karınlarından, insanlara şifa olan çeşitli renklerde bal çıkar. Tefekkür eden bir millet için bunda ibret vardır." (Nahl, 16/68-39)
• ve şu âlem-i insaniyetin mürebbîsi,
• ve insaniyet-i kübrâ olan İslâmiyetinmâ ve ziyası,
• ve nev-i beşerin hikmet-i hakikiyesi,
• ve insaniyeti saadete sevk eden hakikî mürşidi ve hâdîsi,
• ve insana hem bir kitab-ı şeriat,
• hem bir kitab-ı dua,
• hem bir kitab-ı hikmet,
• hem bir kitab-ı ubudiyet,
• hem bir kitab-ı emir ve davet,
• hem bir kitab-ı zikir,
• hem bir kitab-ı fikir,
• hem bütün insanın bütün hâcât-ı mâneviyesine merci olacak çok kitapları tazammun eden tek, câmi bir kitab-ı mukaddestir.
• Hem bütün evliya ve sıddıkîn ve urefâ ve muhakkıkînin muhtelif meşreplerine ve ayrı ayrı mesleklerine, herbirindeki meşrebin mezâkına lâyık ve o meşrebi tenvir edecek ve herbir mesleğin mesâkına muvafık ve onu tasvir edecek birer risale ibraz eden mukaddes bir kütüphane hükmünde bir kitab-ı semâvîdir.(bk. age.)
Üstad'ın tarifleri içinde geçen hikmet, dua, fikir, zikir gibi mefhumların Kur’ân'da geçen ayetlerinin bir kısmını aşağıda veriyoruz. Daha bunun gibi onlarca ayet Üstad'ın tarifini teyit ve takviye ediyor.
"Ben, cinleri ve insanları yalnızca bana ibadet etsinler diye yarattım." (Zâriyat, 51/56)
"Bundan (Kur’ân'dan) önce (onlar) insanlar için bir hidayet idiler. Doğruyu yanlıştan ayıran (Furkan)ı da indirdi. Gerçek şu ki, Allah'ın ayetlerini inkâr edenler için şiddetli bir azap vardır. Allah güçlüdür, intikam alıcıdır." (Al-i İmran, 3/4)
"Onların sana getirdikleri hiçbir misal yoktur ki, biz (ona karşı) sana hakkı ve en güzel açıklama tarzını getirmiş olmayalım." (Furkan, 25/33)
"Bak, ayetleri onlar iyice anlamaları için nasıl çeşitli şekillerde açıklıyoruz?" (En’am, 6/65)
"Bilin ki, kalpler ancak Allah'ın zikri ile mutmain olur." (Ra'd, 13/28)
"Bu, Bizim ona indirdiğimiz mübârek bir Zikirdir. Şu hâlde, onu inkâr edecek olanlar siz misiniz?" (Enbiya, 21/50)
"Hiç şüphesiz Zikr'i (Kur’ân'ı) biz indirdik biz; onun koruyucuları da gerçekten biziz." (Hicr, 15/9)
"(Resûlüm!) İşte böylece geçmiştekilerin haberlerinden bir kısmını sana anlatıyoruz. Şüphesiz ki, tarafımızdan sana bir zikir (Kur’ân) verdik." (Tâhâ, 20/99)
"Ey iman eden akıl sahipleri! Allah'tan korkun. Allah size gerçekten bir zikir (Kur’ân) indirmiştir." (Talak, 65/10)
“Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah’ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler. (Ve derler ki:) 'Rabbimiz, sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek yücesin, bizi ateşin azabından koru.”
“Rabbimiz, şüphesiz sen kimi ateşe sokarsan, artık onu hor ve aşağılık kılmışsındır; zulmedenlerin yardımcıları yoktur.”
“Rabbimiz, biz: 'Rabbinize iman edin.' diye imana çağrıda bulunan bir çağırıcıyı işittik, hemen iman ettik. Rabbimiz, bizim günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört ve bizi de iyilik yapanlarla birlikte öldür.”
“Rabbimiz, elçilerine vaad ettiklerini bize ver, kıyamet gününde de bizi hor ve aşağılık kılma. Şüphesiz sen, vaadine muhalefet etmeyensin.”
Nitekim Rableri onlara (dualarını kabul ederek) cevap verdi: 'Şüphesiz ben, erkek olsun, kadın olsun, sizden bir işte bulunanın işini boşa çıkarmam…” (Al-i İmran, 3/191-195)
“Yürüyüşünde orta bir yol tut, sesinden de (yüksek perdeleri) eksilt. Çünkü seslerin en çirkin olanı gerçekten eşeklerin sesidir.” (Lokman, 31/19)
“De ki: 'Allah, diye çağırın, Rahmandiye çağırın, ne ile çağırırsanız; sonunda en güzel isimler onundur.' Namazında sesini çok yükseltme, çok da kısma, bu ikisi arasında (orta) bir yol benimse.” (İsra, 17/110)
“Öyleyse, dini yalnızca ona halis kılanlar olarak Allah’a dua (kulluk) edin; kâfirler hoş görmese de.” (Mü’min, 40/14)
“O daima diridir. Ondan başka ilah yoktur; öyleyse dini yalnızca kendisine halis kılanlar olarak ona dua edin. Âlemlerin Rabbine hamdolsun.” (Mü’min, 40/65)
“De ki: Rabbim adaleti emretti. Her mescid yanında (secde yerinde) yüzlerinizi (ona) doğrultun ve dini yalnız kendisine has kılarak ona dua edin. İlkin sizi yarattığı gibi (yine ona) döneceksiniz.” (A'raf, 7/29)
“De ki: Sizin duanız olmasaydı Rabbim size ne diye değer versin?” (Furkan, 25/77)
“Kur'an, insanları Allah'a imana, ona itaat ve ibadete davet eder. Haram ve helal olanları açıklar, ilmi teşvik eder.” (Zümer, 39/9)
"Sen af yolunu tut, iyiliği emret, cahillerden yüz çevir." (A'raf, 7/199)
"Bu, kendisinde süphe olmayan kitaptır. Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için yol göstericidir."(Bakara, 2/2)
"Hakikaten bu Kur’ân en doğru olan yola götürür ve iyi işler yapan mü'minler için büyük bir mükâfat olduğunu ve ahirete inanmayanlar için elem dolu bir azap hazırladığımızı müjdeler." (İsra, 17/9-10)
"De ki: Bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" (Zümer, 39/9)
"...De ki: Rabbim ilmimi arttır!" (Tâhâ, 20/114)
“Yaratan Rabbinin adıyla oku. Oku, Rabbin en büyük kerem sahibidir. O ki kalemle (yazmayı) öğretti. İnsana bilmediğini öğretti.” (Alâk, 96/1-5)
"Hikmeti (ilmi) dilediğine verir. Hikmet verilen kimseye çok hayır verilmiştir. Bunu ancak akıl sahipleri düşünüp anlarlar." (Bakara, 2/269)
“Kulları içinden ancak âlimler, Allah’tan gereğince korkar.” (Fâtır, 35/28)
“Göklerde ve yerde nice ayetler vardır ki, onların yanından (hiç düşünmeden) yüz çevirerek geçerler.” (Yusuf, 10/105)
“Allah, sana Kitab’ı ve hikmeti indirdi ve sana bilmediğin şeyleri öğretti.” (Nisa, 4/113)
“ Allah o zaman şöyle diyecek: 'Ey Meryem oğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla, hani seni Ruhu’l Kudüs ile desteklemiştim; beşikte ve yetişkin iken insanlarla konuşuyordun; sana Kitab’ı, hikmeti, Tevrat’ı, İncil’i öğrettim...'.” (Maide, 5/110)
“Evlerinizde okunan Allah’ın ayetlerini ve hikmeti hatırlayın...” (Ahzâb, 33/34)
“ Geceyi, gündüzü, Güneş'i ve Ay’ı sizin hizmetinize verdi. Yıldızlar da onun emriyle (size) boyun eğdirilmiştir. Şüphesiz bunda aklını kullanan bir kavim için ibretler vardır.” (Nahl, 16/12)
“ ...Allah bilendir, hikmet sahibidir.” (Nur, 24/58)
“ ...Aklınızı kullanmıyor musunuz?” (Bakara, 2/44)
“ ...Size ayetlerini gösterir ki düşünesiniz.” (Bakara, 2/73)
“ ...Düşünürseniz size ayetleri açıkladık.” (Âl-i İmrân, 3/118)
"...Bilmiyorsanız ilim erbâbına sorunuz." (Nahl, 16/43)
“...Bu misalleri ancak âlim olanlar anlar." (Ankebut, 29/43)
İKİNCİ CÜZ VE TETİMME-İ TARİF:
Kur'ân Arş-ı Âzamdan, İsm-i Âzamdan, her ismin mertebe-i âzamından geldiği için, On İkinci Söz'de beyan ve isbat edildiği gibi, Kur'ân,
• bütün âlemlerin Rabbi itibarıyla Allah'ın kelâmıdır;
• hem bütün mevcudatın İlâhı unvanıyla Allah'ın fermanıdır;
• hem bütün semavat ve arzın Hâlıkı namına bir hitaptır;
• hem rububiyet-i mutlaka cihetinde bir mükâlemedir;
• hem saltanat-ı âmme-i Sübhâniye hesabına bir hutbe-i ezeliyedir;
• hem rahmet-i vâsia-i muhîta nokta-i nazarında bir defter-i iltifâtât-ı Rahmâniyedir;
• hem Ulûhiyetin azamet-i haşmeti haysiyetiyle, başlarında bazen şifre bulunan bir muhabere mecmuasıdır;
• hem İsm-i Âzamın muhitinden nüzul ile Arş-ı Âzamın bütün muhâtına bakan ve teftiş eden hikmetfeşan bir kitab-ı mukaddestir. (bk. age.)
"İşte bu Kur’ân muazzam bir kitabdır. Onu biz indirdik. Çok mübarektir. (Fayda ve bereketi çoktur). Artık buna uyun, emirlerine bağlanın ve Allah'tan korkun. Ta ki merhamet olunasınız." (En'âm, 6/155)
"Şu indirilmiş Kur’ân, mübarek ve feyizli bir kitabdır ki elleri önündekini (Tevrat ve İncil'i) tasdik edicidir. Ta ki onunla Mekke halkını ve bütün çevresindeki insanları korkutsun. Åhirete îman edenler, namazlarına gereği üzere devam ettikleri gibi, Kur’ân'a da inanırlar." (En'âm, 6/92)
"Onlar, hâlâ Kur’ân'ın Allah kelamı olduğunu ve manasını düşünmeyecekler mi? Eğer o, Allah'tan başkası tarafından olsaydı, muhakkak ki içinde birbirini tutmayan birçok söz ve ifadeler bulurlardı." (Nisâ, 4/82)
"O Kur’ân, insanları Hakk'a ulaştırır; helal ile haramda ve din hükümlerinde hakkı batıldan ayırır..." (Bakara, 2/185)
"...Kur'ân-ı Kerîm doğru yol gösterici, müminlere derecelerle kurtuluşu müjdeleyicidir." (Bakara, 97)
"(Bu Kur’ân,) ayetlerini, iyiden iyiye düşünseler ve temiz akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptir." (Sad, 38/29)
Bu konudaki hadîs-i şeriflerden bir kısmını aşağıda takdim ediyoruz:
Üstad Hazretlerinin Kur’an hakkında yapmış olduğu tarif çok şumullü ve geniş bir tariftir. Tamamı ile ayet ve hadisler ışığında yapılmış bir tariftir. Biz bir nebze Üstad'ın tarifinde geçen mefhumları Kur’ân ayetleri ile izah etmeye çalıştık. Şüphesiz tarifte geçen mefhumlarla alakalı ayetleri tamamı ile çıkarıp göstermek ancak Üstad'a has bir durumdur. Bu yüzden tam bir cevap nazarı ile bakılmamalıdır. Yapılacak uzun bir araştırmada daha nice ayet ve hadisin bu tarif içinde yer aldığı görülebilecektir."Kur'an apaçık bir nur, hakim bir zikir ve en doğru yoldur." (Darimi, Fedailü’l-Kuran, 1; Beyhaki, Şuab, 3/226, h.no: 1789)
"Kuran-ı Kerim, Allah Teala'nın gökten yeryüzüne uzatılmış bir ipidir." (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 5/182; Tirmizî, Menakıb, 31)
"Kuran'ın diğer sözlere karşı üstünlüğü: Allah’ın yarattıklarına karşı üstünlüğü gibidir.” (Darimi, Fedail-ül Kuran, 17; Tirmizi, Fedail-ül Kuran, 25)
“Kim Allah’ın Kitabından bir ayet dinlerse, ona kat kat hasene / sevap verilir. Kim de bir ayet okursa, o, kıyamet gününde o kimse için nur olur." (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 2/341)
"Evlerinizi namaz kılarak ve Kur'an okuyarak nurlandırınız." (Beyhaki, Şuab, 3/403, h.no: 1875; Suyuti, Camiu's-Sağir, 2/188)
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü