"Madem hakikat ve hikmet böyle iktiza ediyor ve şu vazife en elyak Hazreti Muhammed Aleyhisselam vesselamdır, çünkü bilfiil en mükemmel bir surette yapmıştır." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Peygamberler arasında makam ve fazilet farkı vardır. Bütün peygamberler bir tarağın dişleri gibi müsavi değildir. Bu husus ayet-i kerimelerde şöyle ifade edilir:
"İşte peygamberler! Biz, onların bir kısmını bir kısmına üstün kıldık. İçlerinden, Allah’ın konuştukları vardır. Bir kısmının da derecelerini yükseltmiştir. Meryem oğlu İsa’ya ise açık deliller verdik ve onu Ruhu’l-Kudüs (Cebrail) ile destekledik..."(Bakara, 2/253)
"Hem Rabbin göklerde ve yerde kim varsa daha iyi bilir. Andolsun, peygamberlerin bir kısmını bir kısmına üstün kıldık. Davud’a da Zebur’u verdik." (İsra, 17/55)
Hz. Peygamber (asm.) Hatemü'l-Enbiya’dır. Ondan sonra peygamberlik devri kapanmış ve yeni bir peygamberin gelmesine ihtiyaç kalmamıştır. Zira o (asm) kıyamete kadar gelecek bütün insanların irşadına kâfi gelecek Kur’an-ı Kerîm’i ve sünnetlerini miras bırakmıştır.
Hz. Peygamber’i (asm) diğer peygamberlerden ayıran mümtaz sıfatlardan biri de risaletinin cihanşümul olmasıdır. Her peygamber sadece kendi kavmini irşad etmek üzere gönderildiğinden onların risâleti zaman ve mekân itibariyle sınırlı ve kayıtlı idi. Hz. Peygamber (asm) ise bütün beşeriyeti ikaz ve irşad etmek için gönderilmiş âlemşümul ve mutlak bir peygamberdir. Zira onun aziz ve mükerrem varlığı sadece bir kavme, bir millete değil, bütün bir insanlığa ilâhi bir rahmettir. Cenâb-ı Hak O’nu (asm) peygamberlerin en sonuncusu ve en mükemmeli olmak şerefiyle mümtaz kılmış, bütün akıl sahiplerine salah ve halas yollarını onunla göstermiş, insanlığın saadet ve selametine vesile olan İslam dinini onunla talim ettirmiştir.
"Evet, o bürhânın şahs-ı manevisine bak: Sath-ı Arz bir mescid, Mekke bir mihrab, Medine bir minber... O burhan-ı bâhir olan Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm bütün ehl-i imana imam, bütün insanlara hatib, bütün enbiyaya reis, bütün evliyaya seyyid, bütün enbiya ve evliyadan mürekkeb bir halka-i zikrin serzâkiri... Bütün enbiya hayattar kökleri, bütün evliya taravettar semereleri bir şecere-i nuraniyedir ki; herbir davasını, mu'cizâtlarına istinad eden bütün enbiya ve kerametlerine itimad eden bütün evliya tasdik edip imza ediyorlar. Zira o, لاَ اِلهَ اِلاَّ اللّهُ der, dâva eder." (Sözler, On Dokuzuncu Söz)
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü