İkinci Esas
İçerikler
-
Mi'rac Risalesi'nde geçen, "Hakikat-ı mi'rac nedir?" sorusunun cevabını özet olarak açıklar mısınız?
-
Hakikat-i mi'racın "Zât-ı Ahmediye'nin (asm) meratib-i kemalatta seyrü sülûkundan ibaret" olması ne demektir?
-
Mi'rac Risalesinde, mi'racın hakikatıyla ilgili olarak "Zat-ı Ahmediyenin (asm) meratib-i kemalatta seyrü sülûkünden ibarettir." deniliyor. Bu konuyu biraz açar mısınız?
-
"Cenâb-ı Hakk'ın tertib-i mahlukatta tecelli ettirdiği ayrı ayrı isim ve unvanlar" ve "Saltanat-ı rububiyetinde teşkil ettiği devâir-i tedbir ve icad" ne demektir?
-
"O dairelerde birer arş-ı rububiyet ve birer merkez-i tasarrufa medar olan bir sema tabakasında gösterdiği âsâr-ı rububiyeti, birer birer o abd-i mahsusa..." Birer arş-ı rububiyet ve birer merkez-i tasarrufa medar olan bir sema tabakası ne demektir?
-
"Bütün kemalat-ı insaniyeyi câmi', hem bütün tecelliyât-ı İlahiyeye mazhar, hem bütün tabakat-ı kâinata nazır ve saltanat-ı Rububiyetin dellalı ve marziyât-ı İlahiyenin mübelliği ve tılsım-ı kâinatın keşşafı..." Bu vasıfları açar mısınız?
-
"Berk gibi semavatı seyrettirip, kat’-ı meratip ettirerek, kamervâri menzilden menzile, daireden daireye..." Buradaki "kamervari" teşbihinin konuyla münasebetini izah eder misiniz?
-
"Ehadiyet ile kelamına ve rü’yetine mazhar kılmıştır." Burada "kelama muhatap olma" nasıl anlaşılabilir?
-
"Nasıl ki bir padişahın kendi hükûmetinin dairelerinde ayrı ayrı unvanları ve raiyetinin tabakalarında başka başka nam ve vasıfları ve saltanatının mertebelerinde çeşit çeşit isim ve alametleri vardır..." Temsili devamıyla izah eder misiniz?
-
"İşte şu sırr-ı azîme binaen, kâinatı hayretfezâ acip bir tertiple tanzim etmiş. En küçük tabakat-ı mahlukattan olan zerrattan, t semavata ve semavatın birinci tabakasından, ta Arş-ı Azama kadar birbiri üstünde teşkilat var." Devamıyla izah eder misiniz?
-
"Her bir sema, bir ayrı âlemin damı ve rububiyet için bir arş ve tasarrufât-ı İlahiye için bir merkez hükmündedir..." Devamındaki örnekleri de açarak izah eder misiniz?
-
"Her bir semada bir isim, bir unvan-ı İlahi hâkimdir; sair unvanlar da onun zımnındadır... Sema dairesinde Cenâb-ı Hak Kadir unvanıyla bizzat orada mütecellidir." İzah eder misiniz?
-
Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâmın "İsm-i Azama mazhar" olmasını açar mısınız?
-
"Nasıl ki bir sultanın unvanlarından olan 'kumandan-ı azam' unvanı, devâir-i askeriyenin serasker dairesi gibi külli ve geniş daireden tut, ta onbaşı dairesi..." Temsili açar mısınız?
-
"O kumandan-ı azam, o neferi, onbaşı dairesinden tut, ta daire-i azamına kadar birer birer gezdirecek, ta görsün, görülsün." cümlesindeki; "ta görsün, görülsün" ifadesini açar mısınız?
-
"Şu temsilde bir noktayı nazara almak lazım ki, padişah eğer âciz olmazsa, suri olduğu gibi manevi cihetinde de iktidarı olsa, o vakit ferik, müşir, mülazım gibi eşhası tevkil etmez, bizzat her yerde bulunur..." Devamıyla izah eder misiniz?
-
"Her bir insan, aklıyla, hayal süratinde seyeranı; her bir veli, kalbiyle berk süratinde cevelanı ve cism-i nurani olan her bir melek, ruh süratinde..." İzah eder misiniz?
-
"Ben Allah’ı tanımıyorum, Peygamberi bilmiyorum. Nasıl miraca inanacağım?" sorusuna verilen cevabı, Peygamberimizin mi’raca liyakatini netice veren mezkûr mantık silsilesini özetle açar mısınız?
-
"Madem bir işte iki hâkimin bulunması o işin intizamını bozuyor. Hem madem sinek kanadından ta semavat kandiline kadar mükemmel bir intizam var. Öyle ise o Hâkim birdir." İzah eder misiniz?
-
"Madem hakikat ve hikmet böyle iktiza ediyor ve şu vazife en elyak Hazreti Muhammed Aleyhisselam vesselamdır, çünkü bilfiil en mükemmel bir surette yapmıştır." İzah eder misiniz?
-
"Madem her insan cüziyetten ve süfliyetten tecerrüd edip en yüksek bir makam-ı külliye çıkamıyor, o Hâkimin külli hitabına bizzat muhatap olamıyor; elbette, o insanlar içinde bazı efrad-ı mahsusa, o vazife ile muvazzaf olacak." cümlesini açıklar mısınız?
-
"Yetmiş bin perde tabir olunan berzah-ı esma ve tecelli-i sıfat ve ef’âl ve tabakat-ı mevcudatın arkasına kadar kat’-ı meratip edecektir. İşte mi’rac budur. Yine hatıra geliyor ki: Ey müstemi! Sen kalbinden diyorsun..." Devamıyla izah eder misiniz?
-
"Ben semavatı inkâr ediyorum, melaikelere inanmıyorum. Semavatta birinin gezmesine, melaikelerle görüşmesine nasıl inanayım?" sorusuna verilen cevabı açar mısınız?
-
"Senin gibi aklı gözüne inmiş ve gözüne perde çekilmiş adamlara söz anlatmak ve bir şey göstermek elbette müşküldür." Aklın göze inmesi ve göze perde çekilmesi ne demektir?
-
"Feza-yı ulvi, bilittifak, esir ile doludur. Ziya, elektrik, hararet gibi sair seyyalat-ı latife, o fezayı dolduran bir maddenin vücuduna delalet eder." Esir hakkında fennî bir bilgi alabilir miyiz?
-
"İnsanda cisimden başka nasıl akıl, kalp, ruh, hayal, hafıza gibi manevi vücutlar da var. Elbette, insan-ı ekber olan âlemde ve şu insan meyvesinin şeceresi olan kâinatta, âlem-i cismaniyetten başka âlemler var." İnsan ve âlem kıyasıyla izahı nasıldır?
-
"Seyyarat içinde mutavassıt ve yıldızlar içinde küçük ve kesif olan küre-i arz, mevcudat içinde en kıymettar ve nurani olan hayat ve şuur, hesapsız bir surette onda bulunuyorlar." İzah eder misiniz?
-
"Yıldızların denizleri olan gökler, zişuur ve zihayat ve pek kesretli ve muhtelifül’ecnas olan melaike ve ruhanilerin meskenleridir." İzah eder misiniz?
-
"Melaike" ve "ruhani" kavramlarının farkını izah eder misiniz?
-
"Semavatın hem vücudu, hem taaddüdü"ne işaret ettiği ifade edilen ayetin yeri ve tefsiri hakkında bilgi verir misiniz?
-
Küre-i arzın top güllesinden yetmiş defa daha süratli hareketiyle 25.000 senelik mesafeyi bir senede katetmesini açar mısınız?
-
"Şemsin cazibesi denilen bir kanun-u Rabbânî ile Mevlevî gibi, etrafında pek ağır olan cism-i arzı gezdiren bir hikmet, cazibe-i rahmet-i Rahmân ile ve incizab-ı muhabbet-i Şems-i Ezel ile bir cism-i insanı berk gibi Arş-ı Rahmân’a çıkaramaz mı?" İzah?
-
"Haydi, çıkılabilir. Niçin çıkmış? Veliler gibi ruh ve kalbiyle gitse yeter." Cevabı özetler misiniz?
-
"Cennetü’l-Mevâ gövdesi olan Sidretü’l-Müntehâ..." ifadesini izah eder misiniz?
-
"Sâni-i Zülcelâlin sanatında, harekât nihayet derecede muhteliftir. Mesela, savtın süratiyle ziya, elektrik, ruh, hayal süratleri ne kadar mütefavit olduğu malum..." Varlıkların hareket farklılıklarının mi’rac hakikatiyle münasebetini açıklar mısınız?
-
"Acaba latif cismi, uruçta süratli olan ulvi ruhuna tabi olmuş, ruh süratinde hareketi nasıl akla muhalif görünür?" Bir misalle açıklamak mümkün mü?
-
"Sürat-i harekâtta bir mikyas olmak için şöyle bir saat farz ediyoruz ki; o saatte on iğne var..." Bu saat misalini detaylıca açar mısınız?
-
Miraç Risalesindeki saat örneğini izah ederek, temsilin şeklini çizebilir misiniz?
-
Miraç Risalesindeki saat örneği Einstein "İzafiyet Teorisi"ne örnek olabilir mi?
-
"İşte zaman, çünkü harekâtın bir rengi, bir levni yahut bir şeridi hükmünde olduğundan, harekâtta cari olan bir hüküm, zamanda dahi caridir." cümlesini izah eder misiniz?
-
"Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, burak-ı tevfîk-ı İlahiye biner, berk gibi, bütün daire-i mümkinatı katedip,.." Burada geçen "burak" kelimesi ne manaya gelmektedir?
-
"Evet, olabilir, mümkündür. Fakat her mümkün vaki olmuyor. Bunun emsali var mı ki kabul edilsin? Emsali olmayan bir şeyin, yalnız imkânı ile vukuuna nasıl hükmedilebilir?" Cevabı özetler misiniz?
-
"Her zinazar, gözüyle, yerden ta Neptün seyyaresine kadar bir saniyede çıkar. Her ziilim, aklıyla kozmoğrafya kanunlarına binip yıldızların ta arkasına bir dakikada gider. Her zikalp ve kâmil veli, seyrü sülûk ile Arştan ve daire-i esma..." Örnekle izah?
-
"Her ziiman, namazın efal ve erkânına fikrini bindirip, bir nevi miraçla kâinatı arkasına atıp huzura kadar gider." cümlesini izah eder misiniz?