"Malı çok seversen, hırs ile değil, belki kanaat ile malı talep et." Buradaki "mal" manevi olarak anlaşılabilir mi? Kullukta hırs göstermek gerekir mi?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

İmanda, güzel ahlakta ve ibadette hırs göstermek ve hep daha fazlasını istemek makbul ve memduhtur. Çünkü bunların fazlası insana zarar değil, mutlak menfaat getirir. Yani bunlar mahz-ı hayır ve rahmet oldukları için ne kadar çok olurlarsa o kadar güzel ve hayırlı olur. Zaten hırs duygusu insana bu gibi şeyleri kazanmak için takılmıştır. Ama insanların ekserisi bu duygunun yönünü yanlış noktalara, yani dünyanın fâni yüzüne tevcih ediyorlar.

"Eğer malı çok seversen, hırs ile değil, belki kanaat ile malı talep et, ta çok gelsin."

Bu cümledeki “mal” tabirini manevi değerlere teşmil etmek, konunun siyak ve sibakına hem de yukarıda ifade ettiğimiz mutlak manaya uygun düşmüyor. Bu yüzden burada ifade edilen mal, dünya malıdır, uhrevî kazançlar değildir. Üstad Hazretlerinin şu ifadeleri, bu meseleyi çok vazıh bir şekilde izah ediyor:

"Hem mesela, şiddetli bir inatla, ehemmiyetsiz, zail, fâni umurlara karşı hissiyatını sarf eder. Bakar ki, bir dakika inada değmeyen birşeye bir sene inat ediyor. Hem zararlı, zehirli bir şeye inat namına sebat eder. Bakar ki, bu kuvvetli his böyle şeyler için verilmemiş; onu onlara sarf etmek, hikmet ve hakikate münâfidir. O şiddetli inadı, o lüzumsuz umur-u zâileye vermeyip, âli ve baki olan hakaik-i imaniyeye ve esasat-ı İslamiyeye ve hidemât-ı uhreviyeye sarf eder. O haslet-i rezile olan inad-ı mecazî, güzel ve âli bir haslet olan hakiki inada, yani hakta şiddetli sebata inkılap eder."

"İşte, şu üç misal gibi, insanlar, insana verilen cihazat-ı maneviyeyi, eğer nefsin ve dünyanın hesabıyla istimal etse ve dünyada ebedî kalacak gibi gafilane davransa, ahlâk-ı rezileye ve israfat ve abesiyete medar olur. Eğer hafiflerini dünya umuruna ve şiddetlilerini vezâif-i uhreviyeye ve maneviyeye sarf etse, ahlâk-ı hamîdeye menşe, hikmet ve hakikate muvafık olarak saadet-i dareyne medar olur."

"İşte, tahmin ederim ki, nâsihlerin nasihatleri şu zamanda tesirsiz kaldığının bir sebebi şudur ki: Ahlaksız insanlara derler, 'Haset etme, hırs gösterme, adâvet etme, inat etme, dünyayı sevme.' Yani 'Fıtratını değiştir!..' gibi, zahiren onlarca malayutak bir teklifte bulunurlar. Eğer deseler ki, 'Bunların yüzlerini hayırlı şeylere çeviriniz, mecrâlarını değiştiriniz.'; hem nasihat tesir eder, hem daire-i ihtiyarlarında bir emr-i teklif olur." (Mektubat, Dokuzuncu Mektup.).

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 4.419
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yükleniyor...