"Manen bana denildi ki; yetmez mi dert, derman sana." ifadesinden ne anlamalıyız?
Cevap
Değerli Kardeşimiz;
Üstad'ın sözünü ettiği hayatî meseleleri dert edinmek başlı başına bir fazilettir, bir ilâhî ihsandır. "Dert benimdir, deva Kur’ân'ındır." cümlesiyle de açıkça ortaya koyduğu gibi, Üstad Hazretleri insanlığın küfür ve dalalet girdabına düşme tehlikesini dert edinmiş, bu derdin devasını bütün ruhu canıyla Allah’tan niyaz etmiştir. Her derdin dermanını yaratan Cenab-ı Hak, Üstad Hazretlerinin bu ulvî derdinin ve bu derin ıstırabının ilacını, onu Nur Risalelerinin telifine muvaffak kılmakla ihsan etmiştir. Onun derdi böylece dermana inkılab etmiş ve bu dert sonunda, haşiyelerde yazılan dermanlar kalbine ilham edilmiştir.
Dert mefhumu çok geniştir. İhlâslı ibadet yapmayı, ilâhî kurbiyete ermeyi, marifet ve muhabbet sahasında ilerlemeyi, cehennem azabından kurtulmayı dert edinmek gibi ulvî dertler, hakikatte birer derman gibidir. Dünya menfaati, nefsin tatmini, insanlara reis olmak, onların kendisine alkış tutmasını istemek gibi dertlere yakalanmak ise gerçek derttir. Bunların şu kısa dünya hayatında tam olarak gerçekleşmesi mümkün olmadığı gibi, gerçekleşen kısmı da insanın ebedî saadetini çoğu zaman tehlikeye atmaktadır.Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yazar:
Kategorileri:
Okunma sayısı : 13.138
Yorumlar
Saolun çok açıklayıcı oldu. Bu dünyadaki dertler, eziyetler ile ilgili ciddi sorularım var! Kimseye anlatamadığım dertler var. İnsana bazı dertler için sabretme çaresi öneriliyor ama ciddi dertlerde ve depresyonda hiç anlamlı değil bu çareler! Bazı acılar insanın inanılmaz canını acıtıyor!
Başka bie açıdan bakarsak ta:
İnsanın dermana ihtiyacı hissetmemesi, derdi olmaması yani manen hasta olduğunu bilmemesi başlı başına bir derttir
Üstad bu sana dert olarak yetmez mi diyor.
"Yetmez mi derd, derman sana."
Sözler - 208
Burayı "Yetmezmi dertler buyur sana derman.." diye mi yoksa "yetmez mi dert ve derman sana.." şeklinde mi anlamak gerek.
Bir Allah dostu, İnsan Allah üstümdeki derdi alsın diye dua etmemeli, derdimi küçültsün diye dua etmeli. Zira derdi alan Allah, bu sefer daha başka dert verir diye duydum.
Bakış açımız nasıl olmalı bu düşünceye?
Bu söz, maneviyat ehlinin dünya hayatını nasıl algıladığına dair derin bir bakış açısını yansıtır.
1. İnsanın İmtihan Bilinci
İslam’a göre dünya, mükemmel bir saadet yeri değil, bir imtihan yeridir.
Dertlerin tamamen gitmesini istemek, aslında imtihanın son bulmasını istemek gibidir.
Ancak insanın tekâmülü, ancak bu sıkıntıları aşarak mümkün olur.
2. Duaların Hikmetle Yapılması
Dua, Allah’a bir teslimiyet ve iman göstergesidir.
Ancak hikmetle yapılan dualar, kulun olgunlaşmasını sağlar.
Allah’a "Bu derdi al" demek yerine, "Bana sabır ver, dayanma gücü ver" demek, insanı daha güçlü kılar.
Kur’ân’da da bu bakış açısını destekleyen birçok ayet vardır:
"Şüphesiz, zorlukla beraber bir kolaylık vardır." (İnşirah, 5-6)
3. Tasavvufî Bakış Açısı
Tasavvufta, sıkıntılar ve musibetler birer manevi terbiye vesilesi olarak görülür.
Üstad Bediüzzaman, İmam Gazali, Mevlana gibi büyük âlimler, dertlerin insanı Allah’a yaklaştıran bir vesile olduğunu söylerler.
"Dertsiz dua, duygusuz namaz gibidir" denir. Çünkü insan en çok dert anında Allah’a yönelir.
Sonuç:
O yüzden, duamız şu olmalı:
"Allah’ım, bana bu sıkıntılara karşı sabır ve güç ver. İmanımı arttır, beni bu imtihanlarda muvaffak eyle!"