On Yedinci Sözün İkinci Makamı
İçerikler
-
On Yedinci Söz'ün İkinci Makamının dipnotunda; bu makamla alakalı ifadelerin şiir olmadığı ve kasten nazmedilmediği, belki hakikatlerin kemal-i intizamı cihetinde manzum suretini aldığı ifade edilmektedir. Bu konuyu nasıl anlamalıyız?
-
"Bırak biçare feryadı, beladan gel, tevekkül kıl. Zira feryat bela-ender, hata-ender beladır, bil. Bela vereni buldunsa, atâ-ender, safâ-ender beladır, bil..." Devamıyla izah eder misiniz?
-
"Cihan dolusu bela başında varken, ne bağırırsın küçük bir beladan? Gel, tevekkül kıl..." İzah eder misiniz?
-
"Tevekkülle bela yüzünde gül, ta o da gülsün. O güldükçe küçülür, eder tebeddül." İzah eder misiniz?
-
"Bil ey hodgâm! Bu dünyada saadet, terk-i dünyada. Hudabîn isen, o kâfidir, bıraksan da bütün eşya lehinde." Bu beyti biraz açabilir misiniz?
-
"Demek değmez ki alınsa, çürük maldır hep bu çarşıda. Öyle ise geç, iyi mallar dizilmiş arkasında..." Bu hususu biraz açar mısınız?
-
Siyah Dutun Bir Meyvesi'nin İzahını Yapar mısınız?
-
"Siyah dutun bir meyvesi" cümlesinde "siyah dut" ile ne kastedilmektedir?
-
Eski Said’in, yeni Said lisanı ile söylemesi ne demektir? "Muhatâbım Ziya Paşa değil, Avrupa meftunlarıdır. Mütekellim nefsim değil, tilmiz-i Kur’ân namına kalbimdir." Beytini açar mısınız?
-
"Hakk'tan Hakk'a feryad ederim, sen gibi aşmam, Yerden göğe dâva ederim, sen gibi kaçmam." beytini izah eder misiniz?
-
"Elhamdülillah diyerek rahat bulup yatacağım, zahmeti çekmem, vahşette kalmam. Allahü Ekber diyerek Ezan-ı Haşri işitip kalkacağım, mahşer-i ekberden çekinmem, Mescid-i Âzamdan çekilmem." Bu beytin izahını yapar mısınız?
-
"İsrafil'in ezanını fecr-i haşirde işitip Allahü Ekber diyerek kalkacağım. Salât-ı kübradan çekilmem, mecma-ı ekberden çekinmem." ifadelerini izah eder misiniz, "salat-ı kübra" ne manaya gelmektedir?
-
"Kalbe Farisî Olarak Tahattur Eden Bir Münacat" buradaki, Farisi beyitlerin okunuşunu Latince olarak yazılı hale getirir misiniz?
-
"Kalbe Farisî Olarak Tahattur Eden Bir Münacat" diye başlayan kısmın, kalbe Farisî olarak gelmesinin ve Farisî olarak yazılmasının hikmeti ne olabilir?
-
"Tevekkülsüz, gafletle, iktidar ve ihtiyarıma dayanıp derdime derman aramak için cihât-ı sitte denilen altı cihette nazar gezdirdim. Maatteessüf derdime derman bulamadım." Üstad'ın dermanını arayıp da bulamadığı dert neydi?
-
"Manen bana denildi ki; yetmez mi dert, derman sana." ifadesinden ne anlamalıyız?
-
"Soldan dahi hayır görünmediği için, hazır güne baktım. Gördüm ki: Şu gün, güya bir tabuttur. Hareket-i mezbuhanede olan cismimin cenazesini taşıyor. İman, o tabutu, bir ticaretgâh ve şaşaalı bir misafirhane gösterir." İzahını yapar mısınız?
-
"İşbu cihetten dahi deva bulamadım. Sonra başımı kaldırıp, şecere-i ömrümün başına baktım... İman, o ağacın meyvesini cenaze değil, belki ebedî hayata mazhar ve ebedî saadete namzet olan ruhumun eskimiş yuvasından yıldızlarda gezmek için..." İzah?
-
"Aşağıda ayakaltında kemiklerimin toprağı ile mebde-i hilkatimin toprağı birbirine karışmış gördüm. Derman değil, derdime dert kattı... İman, o toprağı rahmet kapısı ve cennet salonunun perdesi olduğunu gösterir." İzah eder misiniz?
-
"Esassız, fâni bir dünya, hiçlik derelerinde ve adem zulümatında yuvarlanıp gidiyor. Derdime merhem değil, belki vahşet ve dehşet zehirini ilâve etti. İman o zulümatta yuvarlanan dünyayı, vazifesi bitmiş,.." İzah eder misiniz?
-
"Benim elimde bir cüz'-i ihtiyârîden başka hiçbir şey yoktur..." Cüz-i ihtiyarî ne demektir? Cüz-i ihtiyarînin insanın silahı olması, hem kısa hem de ayarının noksan olması, kisbden başka elinden bir şeyin gelmemesi ne demektir?
-
"Ne geçmiş zamana hulûl edebilir, ne de gelecek zamana nüfuz edebilir. Mâzi ve müstakbele ait emellerime ve elemlerime faidesi yoktur... İman, dizginini cism-i hayvanînin elinden alıp kalbe, ruha teslim ettiği için..." İzah eder misiniz?
-
"İşte şu bütün ihtiyaçlarımla ve zaîfliğimle ve fakr ve aczimle beraber altı cihetten gelen dehşetler ve vahşetlerle perişan bir halde iken; kalem-i Kudretle sahife-i fıtratımda ebede uzanan arzular ve sermede yayılan emeller aşikâre.." İzah eder misiniz?
-
"Belki dünyada ne varsa, numuneleri fıtratımda vardır. Umum onlara karşı alakadarım. Onlar için çalıştırılıyorum, çalışıyorum." ifadesini misalle izah eder misiniz?
-
"İhtiyaç dairesi, nazar dairesi kadar büyüktür, geniştir. Hatta hayal nereye gitse, ihtiyaç dairesi dahi oraya gider. Orada da hâcet vardır. Belki her ne ki elde yok, ihtiyaçta vardır. Elde olmayan, ihtiyaçta vardır. Elde bulunmayan ise hadsiz." İzahı?
-
"O cüz'-i ihtiyârîden dahi vazgeçip, İrade-i İlâhîyeye işini bırakıp, kendi havl ve kuvvetinden teberri edip, Cenâb-ı Hakk'ın havl ve kuvvetine iltica ederek hakikat-ı tevekküle yapışmaktır..." ifadesinin geçtiği kısmın izahını yapar mısınız?
-
“Evet, her kim ki rahmetin nihayetsiz denizini bulsa, elbette bir katre serap hükmünde olan cüz-i ihtiyarına itimat etmez, rahmeti bırakıp ona müracaat etmez.” İzah eder misiniz?
-
"Evet, şu güzeran-ı hayat bir uykudur, bir rüya gibi geçti. Şu temelsiz ömür dahi, bir rüzgâr gibi uçar gider." Burada ömür niçin temelsiz olarak vasıflandırılmış, temelsiz ömür ne demektir?
-
"Emeller bekasız, elemler ruhta baki kalır." cümlesini izah eder misiniz?
-
"Hayata çok müştak ve ömre çok talip ve dünyaya çok âşık ve hadsiz emeller ile ve elemler ile müptela bedbaht nefsim! ... Eğer sen, fâni vücudunu, o vücudu sana veren Hâlık'ın yolunda feda etsen, bal arısı gibi olursun." İzahını yapar mısınız?
-
"Hem onun mülküdür. Hem o vermiştir. Öyle ise, minnet etmeyerek ve çekinmeyerek fena et, feda et ta beka bulsun. Çünkü nefy-i nefiy, ispattır..." İzah eder misiniz?
-
"Öyle ise, ey nefsim! Hiç durma. Birbiri içinde beş kârlı bu ticareti yap. Ta beş hasâretten kurtulup, beş rıbhi birden kazanasın." Beş kârlı ticaretten ve beş hasaretten maksat nedir?
-
"İbrahim Aleyhisselâm'dan sudûr ile kâinatın zeval ve ölümünü ilan eden na'y-i 'lâ uhibbu’l âfilîn' beni ağlattırdı..." İbrahim (a.s.)’ın kıssası hakkında bilgi verir misiniz?
-
"İbrahim Aleyhisselâm'dan sudûr ile kâinatın zeval ve ölümünü ilan eden na'y-i lâ uhibbu’l âfilîn beni ağlattırdı..." Buradaki Farisî beyitlerin Türkçe okunuşlarını yazar mısınız?
-
Bediüzzaman Hazretlerinin kalp gözünü ağlatan esas husus ve muhteva nedir? Hz. İbrahim’in ifade ettiği hakikatle, Üstad’ımızın nazara verdiği hususun münasebeti ne olabilir?
-
On Yedinci Sözün İkinci Makamındaki "فَصَبَّتْ عَيْنُ قَلْبِى قَطَرَاتٍ بَاكِيَاتٍ مِنْ شُؤُنِ اللهِ" beytinin izahı nasıldır?
-
"İşte o damlalar ise, Nebiyy-i Peygamber olan bir Hakîm-i İlâhî'nin Kelâmullah içinde bulunan bir kelâmının bir nevi tefsiridir." cümlesinin izahını yapar mısınız?
-
"Güzel değil batmakla gaib olan bir mahbub. Çünkü zevale mahkûm, hakikî güzel olamaz. Aşk-ı Ebedî için yaratılan ve âyine-i Sâmed olan kalp ile sevilmez ve sevilmemeli." İzah eder misiniz?
-
"Bir matlub ki, gurubda gaybûbet etmeye mahkûmdur; kalbin alâkasına, fikrin merakına değmiyor. Âmâle merci olamıyor. Arkasında gam ve kederle teessüf etmeye lâyık değildir. Nerede kaldı ki kalb ona perestiş etsin ve ona bağlansın..." İzah eder misiniz?
-
"Bir Mâbud ki, zevalde defnoluyor; onu çağırmam, ona iltica etmem. Çünkü nihayetsiz muhtacım ve âcizim... Zevalden kendini kurtaramayan nasıl mâbud olur?" İzah eder misiniz?
-
"Zahire müptela olan akıl" ve "Baki bir mahbubu arayan ruh" ifadelerini izah eder misiniz?
-
"Der-akab zeval ile acılanan mülâkatlar, keder ve meraka değmez. İştiyaka hiç layık değildir... Bütün mecâzî âşıkların divanları, yani aşknameleri olan manzum kitapları, şu tasavvur-u zevalden gelen elemden birer feryaddır..." İzah eder misiniz?
-
"Şu fâni dünyada beka istiyorsan; beka, fenadan çıkıyor. Nefs-i emmâre cihetiyle fena bul ki, baki olasın." İzah eder misiniz?
-
"Dünyaperestlik esasatı olan ahlâk-ı seyyieden tecerrüd et, fâni ol. Daire-i mülkünde ve malındaki eşyayı Mahbub-u Hakikî yolunda feda et. Mevcudatın ademnümâ akıbetlerini gör. Çünkü şu dünyadan bekaya giden yol, fenâdan gidiyor." Açıklar mısınız?
-
"Esbab içine dalan fikr-i insanî, şu zelzele-i zeval-i dünyadan hayrette kalıp, meyûsâne fîzar ediyor. Vücud-u hakikî isteyen vicdan,.." Fikr-i insanînin esbab içerisine dalmasını nasıl anlamalıyız? Vicdanın hakiki vücut istemesi ne demektir?
-
"Her fâni şeyde, bâkiye îsal eden iki yol bulabilirsin ve can ve canan olan Mahbub-u Lâyezal'in tecelli-i Cemâlinden iki lem'ayı, iki sırrı görebilirsin..." Her fani şeyde bakiye isal eden iki yol nedir? Can ve canan olan mahbub-u lâyezal ne demektir?
-
"Evet, nimet içinde in'am görünür; Rahman'ın iltifatı hissedilir. Nimetten in'ama geçsen, Mün'im'i bulursun..." İzah eder misiniz?
-
"Masnuatta hiçbir eser yok ki, çok manalı bir lafz-ı mücessem olmasın, Sani'-i Zülcelâl'in çok esmasını okutturmasın. Madem şu masnuat, elfâzdır,.." İzah eder misiniz?
-
"Sermayesi âfâkî mâlûmattan ibaret olan akl-ı dünyevî,.. Kalb dahi mecâzî mahbublardan vazgeçti. Vicdan dahi fânilerden yüzünü çevirdi. Sen dahi bîçare nefsim,.." Akıl, ruh, kalb, vicdan ve nefis sıralamasının aralarındaki münasebet açısından izahı nasıl?
-
"Fıtratı aşkla yoğrulmuş gibi sermest-i cam-ı aşk olan Mevlâna Cami" ifadesinin ışığında, Mevlâna Cami Hazretlerinin meşrebi ve mesleği hakkında bilgi verir misiniz?
-
"Biri iste; başkaları istenmeye değmiyor... Biri çağır... Biri talep et... Biri gör... Biri bil... Biri söyle; Ona ait olmayan sözler mâlâyâni sayılabilir." İzah eder misiniz?
-
"Âlem bütün mevcûdâtıyla muhtelif dilleriyle, ayrı ayrı nağamatıyla zikr-i İlâhinin halka-i kübrâsında beraber 'Lâ ilahe illa Hu' der, vahdâniyete şehadet eder..." Fanilerin ve uful edenlerin açtığı yaraya kelime-i tevhidin çare ve deva olmasının izahı?
-
"Sabahleyin kalbime bu iki levha hutur etti. Şiire benzer, fakat şiir değiller. O mübarek hatıranın hatırı için ilişmedim. Geldiği gibi muhafaza edildi..." Mukaddeme hakkında bilgi verebilir misiniz?
-
Ehl-i gaflet dünyasının hakikatini tasvir eden Birinci Levha'nın, her bir cümlesini kısaca açabilir misiniz?
-
Ehl-i hidâyet ve huzurun dünyalarının hakikatini tasvir eden İkinci Levha'nın, her bir cümlesini özetle açabilir misiniz?
-
"Şeyh-i Geylanî'nin (K.S.) Esmâ-i Hüsna manzumesini okudum. Bana bir arzu geldi ki, esmâ-i hüsna ile bir münacat yazayım. Münacat-ı Esmâiyesine bir nazire yapmak istedim." Üstad'ın okuduğu bu manzume hangisidir, bu nazirenin tercümesini yapar mısınız?
-
"Fâniyim, fâni olanı istemem. Âcizim, âciz olanı istemem. Ruhumu Rahman'a teslim eyledim, gayr istemem. İsterim, fakat bir yâr-ı bâki isterim. Zerreyim, fakat bir şems-i sermed isterim. Hiç ender hiçim, fakat bu mevcudatı umumen isterim." İzahı nasıldır?
-
Nurların telifine vesile olan ve meyvesi olarak nazara verilen; Barla hayatı (çam, katran, ardıç, karakavak) hakkında malumat alabilir miyiz?
-
"Latif bir rüzgâr esmesi ile o ağaçların hallerinin tesbihat-ı cezbe-eda suretine çevrilmesi ile o eğlence temaşasının ibret nazarına ve hikmet kulağına dönmesi..." İzah eder misiniz?
-
"Birden Ahmed-i Cezerî'nin Kürdçe …fıkrası hatırıma geldi. Kalbim, ibret mânalarını ifade için …ağladı." Ahmed-i Cezeri kimdir?
-
Üstadımızın kalbine gelen ibret manalarının okunuşlarını ve birer cümle halinde izahlarını yapar mısınız?
-
"Senin kemâl-i san’atından neşelenip güzel güzel sadâ veriyorlar." Farisi ibaresinin sonunda "Nüsha: زِهَوَاىِ شَوْقِ تُو" şeklinde konulan dipnotun hikmeti ne olabilir?
-
"Şu rahmet-i İlahiyenin âsârıyladır ki; her zîhayat, kendine mahsus tesbih ve namazın dersini alıyorlar." cümlesini izah eder misiniz?
-
Şehnaz-ı Çelkezi adındaki meşhur bir dünya güzelinin hatırlatılmasından maksat nedir?
-
"Sultan Mahmud gibi mahbubundan ayrılmış bütün âşıkların başlarında, hüzün-âlud mahbubların nağmesinin tarzını işittiriyorlar." cümlesi hakkında bilgi verir misiniz?
-
"Güya şu ağaçların müekkel melâikeleri içlerine girip her bir dalında çok neyler takılan ağaçları ceset olarak giymişler." Meleğin ağacı ceset olarak giymesi mecazî midir, açar mısınız?
-
"Fikir, o neylerden, başta Mevlânâ Celâleddin-i Rumî olarak bütün âşıkların işittikleri elemkârâne teşekkiyât-ı firâkı işitmiyor. Belki, Zât-ı Hayy-ı Kayyûma karşı takdim edilen teşekkürat-ı Rahmâniyeyi ve tahmidat-ı Rabbâniyeyi işitiyor." İzahı nasıl?
-
"Cenâb-ı Hakk'tan hukuk-u hayatını 'Yâ Hak' deyip hazine-i rahmetten istiyorlar." Hukuk-u hayat istemek ne demektir, halka-i zikirde çalışmak nasıl olur?
-
"Barla'da Çam Dağı'nda yüksek bir mevkide, gecede semanın yüzüne baktım. Gelecek fıkralar, birden hutur etti. Yıldızların lisan-ı hal ile konuşmalarını hayalen işittim gibi bu yazıldı..." Yıldızname'yi izah eder misiniz?
-
"Bu semanın arza bakan, cennete dikkat eden, binler müdakkik gözleriz biz." cümlesinin izahını yapar mısınız, yani yıldızlar her iki âleme de nazar ediyorlar mı?