"Mesela Ayasofya kubbesindeki taşlar, eğer mimarının emrine…" Misali ve hakikate tatbikini açar mısınız, kubbeli binalardaki hususiyet nedir, mimari açıdan da detaylı izah etmeniz mümkün mü?
Değerli Kardeşimiz;
Kubbeli binalarda her bir taş, diğer taşlarla omuz omuza baş başa verip, dayanışma ile yük (kuvvet) paylaşımı yaparlar. Yani yük paylaşımı statik dengenin şartlarından olan toplam tork sıfır olacak şekilde tanzim edilir. Eğer kubbedeki taşlar, “mimarın veya ustanın ilmi ve iradesi ile dizilmiştir” denilmez ise, o zaman her bir taş diğerlerine hem hükmeden hâkim hem de hükmedilen mahkûm olması gerekir. Bu ise muhaldir. Ayrıca her bir taşta, mimarın sahip olduğu ilim ve irade gibi sıfatların var olduğunu kabul etmek gerekir ki bu da safsatadır.
Her bir taş mimarın veya ustanın ilmi ve iradesi ile dizilmesi gerektiğini misal olarak verip akla yakınlaştırdıktan sonra bitkilerde, hayvanlarda veya insanlarda görev yapan her bir zerrenin de Allah’ın ilmi ve iradesi ile hareket eden birer memur olduğu hakikatını ispat etmektedir. Üstad Hazretlerinin Otuzuncu Söz'deki izahı aynen şöyledir:
"Nasıl ki, mesela Ayasofya kubbesindeki taşlar, eğer mimarının emrine ve sanatına tabi olmazlarsa, her bir taşı, Mimar Sinan gibi dülgerlik sanatında bir mahareti ve sair taşlara hem mahkûm, hem hâkim olmak, yani 'Geliniz, düşmemek, sukut etmemek için baş başa vereceğiz.' diye bir hüküm sahibi olması lazımdır. Öyle de binler defa Ayasofya kubbesinden daha sanatlı, daha hayretli ve hikmetli olan masnuattaki zerreler, Kâinat Ustasının emrine tabi olmazlarsa, her birine Sâni-i Kâinatın evsâfı kadar evsâf-ı kemâl verilmesi lazım gelir." (Sözler, Otuzuncu Söz, İkinci Maksat.)
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü