"Mesele-i İmamet bir mesele-i fer'iye olduğu hâlde, ziyade ehemmiyet verildiğinden..." Burayı izah eder misiniz, özellikle "mesele-i fer'iye"den maksat nedir?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Mesele-i İmamet bir mesele-i fer'iye olduğu hâlde, ziyade ehemmiyet verildiğinden, bir mesail-i imaniye sırasına girip, ilm-i kelamda ve usulüddinde medar-ı nazar olduğu cihetle, Kur'ân'a ve imana ait hizmet-i esasiyemize münasebeti bulunduğundan, cüz'î bahsedildi." (Lem'alar, Dördüncü Lem'a)

İslami ilimlerde bahis ve meseleler, asli ve feri olmak üzere iki sınıfa ayrılır. Allah ve Resulünün (asm) açık ve muhkem bir şekilde izah ve beyan etmediği konulara "feri konular" denilir. Feri konular, asli konulara nispetle daha az önem arz eder. Asli bir mesele gündemde iken, feri bir konu üstünde durulmaz. İmansız bir adama feri konulardan dem vurulmaz, onlardan bahis açılmaz.

İmamet ve hilafet meselesi aslı itibari ile feri bir konu iken, iş inanca ve itikada kadar uzatılınca, meselenin bir yüzü asli konu hâline getirilmiştir. Bu sebeple iman ve farzlardan bahseden ilim dalları, bu imamet meselesinden de bahsetmek mecburiyetinde kalmıştır.

Dört halifenin imamlığı ve fazilet sıralaması, birçok mezhebin oluşmasına sebep olmuştur. Bu mesele daha da ileri götürülüp imana da ilişir bir hâl alınca, artık ferilikten çıkıp asli olan imana dair bir konu haline dönüşmüştür.

İmam Ali (ra)’ı üstün görüp onu diğer üç halifeye takdim eden bidat mezhepler, daha da ileri gidip üç halifeye düşmanlık beslemişler, hatta bazı müfrit guruplar işi tekfire kadar götürmüşlerdir. Bundan dolayı da bu mesele imana dair bir mesele hâline girmiş.

Üstad Hazretleri de bu sebeple bu mesele hakkında fikir beyan ediyor. Şayet böyle aşırılıklar olmasa idi, Üstad Hazretleri bu meseleye değinmez ve Risale-i Nurlara koymazdı. Zira Risale-i Nurların asıl vazifesi; asli olan imana dair meselelerin hâllidir.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 11.600
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

fatih.soydemir
Allah razi olsun. Allah yar ve yardimciniz olsun. Allah bizi bu hizmet-i Kuraniyeden ayirmasin. Amin
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
karolin
Şia;imamet meselesini ,imanın şartlarından sayıyor. Bu zatların imanları da problemli değil mi? İmanın böyle bir şartı yok.Hem onlara göre biz kafir oluyoruz.Çünkü,bizde imanın şartları arasında İMAMET yok... Hem Şia inancında Meleklere iman rüknünü de imanın rükünleri arasında göremedim. Abdestleri zaten, ayakları meshetmekten ibaret. Böyle bir inanış,Sünniye göre makbul olabilir mi? Hem onlara göre,biz kafir olmuyor muyuz?Çünkü ,bizde İMAMET diye bir şart yok. Nasıl değerlendirirsiniz?
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editor (Muaz)
Şia genel bir çatı olup bu çatı altında onlarca şubeler bulunuyor. Bu şubelerden küfre girenler olduğu gibi İsmaili ve Rafiziler gibi Ehlisünnet'e çok yakın olan fırkalar da bulunuyor Caferilik ve Zeydilik gibi. Bu yüzden Şia'ya bir bütün olarak kafir demek mümkün eğildir. Fikirlerine bakarız şayet açık bir küfür alameti varsa kafir olurlar yoksa bidat ehli olurlar.
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.

BENZER SORULAR

Yükleniyor...