Üstadımız niçin Hz. Ali'den sıklıkla "İmam Ali" diye bahsetmiş? Bu tabir Şii kökenli değil mi? Bunda Hz. Ali'nin velayetinin veya ilk üç halifenin şeyhülislamlığını yapmasının tesiri olabilir mi?
Değerli Kardeşimiz;
Kamusta imam, “kendisine uyulan kimse” demektir. Toplumun başında bulunan ve fertleri yönlendiren kişiler imam diye anılmıştır. İmamın sevk ve idare ettiği toplum ise ümmet kelimesiyle karşılanmıştır. Bu durumda imam; “ümmetin idaresini üstlenen kişi”, imamet “imamın üzerine aldığı vazife” manasına gelmektedir.
Siyasi ve hukuki bir mevhum olarak ise; Resûl-i Ekrem (asm)’den sonra İslam toplumunun idaresini en yüksek seviyede üstlenen kişinin vazifesini ve makamını ifade eder. "İmamet"; kelam, fıkıh ve siyasi tarihte farklı şekillerde ele alınmıştır. Kelam ve fıkıh âlimleri, siyasi nazariyelerle ilgili fikir ve görüşlerini ekseriyetle “imamet” başlığı altında incelerken; tarihçiler, Hz. Ebû Bekir’den başlayıp Osmanlı Devleti’nin sonuna kadar devam eden tarihî vakıayı “hilafet” kelimesiyle ifade etmişlerdir. Ancak imamet daha çok nazarî manada devlet başkanlığını, hilafet ise fiilî otoriteyi temsil eder.
Mâverdî ve İbn Haldûn’a göre imamet, dini koruyan ve dünyevi idarede nübüvvetin yerini alan bir müessesedir (bk. el-Aḥkâmü’s-sulṭâniyye, s. 3; Muḳaddime, s. 178-179).
Zannedildiği gibi "imam" tabiri Şia kökenli ya da Şiaya mahsus bir mehfum değildir. Şia imamet meselesini ifrata götürüp imanın bir cüzü hâline soktuğu için "imam" tabiri, onlarla özdeşleşmiştir. Yoksa siyasi ve hukuki manada "imam", Ehl-i sünnetin kabul ettiği bir mefhumdur.
İmam tabirinin Hz. Ali’ye şiar olmasında gerek hilafetin gerek velayetin gerekse şeyhülislamlığın hissesi bulunmaktadır.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü