"Mesleğimizin dört esasından en büyük esası olan şükrün" ifadesini izah eder misiniz? Sair yerlerde "Acz, fakr, şefkat, tefekkür" deniyor, şükür bunların içinde görünmüyor?
Değerli Kardeşimiz;
Risale-i Nur'un mesleğinin ve tarikının adı; Aczmendi tariki veya "Acz, fakr, şefkat ve tefekkür" yoludur. Üstad'ımız bu tarik ile her birisini ayetlerle izah ederek ortaya koyduğu dört adımla hakikate ve neticeye ulaştırmayı hedeflemiştir.
Bu yoldan giden birisinin zatında taşıması gereken dört mühim hususiyet olmalıdır. Bunlar:
Acz-i Mutlak, Fakr-ı Mutlak, Şükr-ü Mutlak ve Şevk-i Mutlaktır. Üstad'ımız bu konuda şöyle buyuruyor:
"Tarik-i Nakşi hakkında denilen 'Der tarik-i Nakşibendî lâzım âmed çâr terk / Terk-i dünya, terk-i ukbâ, terk-i hestî, terk-i terk.' olan fıkra-i rânâ birden hatıra geldi. O hatıra ile beraber, birden şu fıkra tulû etti: 'Der tarik-i aczmendî lazım âmed çâr çiz / Fakr-ı mutlak, acz-i mutlak, şükr-ü mutlak, şevk-i mutlak ey aziz.' "(Mektubat, Dördüncü Mektup)
Burada geçen “mutlak acz, fakr, şükür ve şevk” olan dört esas, bu tarikın meyveleridir. Yani burada şevk ve şükrün zikredilmesi, bu hizmetin icra edilmesinde acz ve fakrımızı hissetmenin ve anlamanın yanında iki mühim neticedir.
Şükür, insanın sahip olduğu ne varsa hepsini Allah’tan bilmesi, Allah’tan ne gelirse razı olması ve Allah ne takdir ederse kanaat etmesidir. Kayıtsız şartsız şükrünü Allah rızası için yapmasıdır.
Şevk ise, aşkla istekle hizmet etmek. İnsanın, Allah’ın dinine sınırsız bir istekle, büyük bir aşkla ve şevkle hizmet etmesidir. Hiç kimseden alkış beklemez, Allah’ın dinine hizmet etmede her zaman arzu ve istek içinde bulunur.
Evet, acz keskin bir şekilde ubudiyet yoluyla mahbubiyet makamına çıkarır. Fakr dahi Rahman ismine insanı bağlar. Tefekkür de bütün mahlukatı ve eşyayı ilahi bir sanat ve eser olarak görmek ve Allah hesabına okumak anlamına geliyor ki Hakim ismiyle insanları irtibatlandırır.
Acıyarak sevme, içten ve karşılıksız merhamet, karşılık beklemeden yardım etmek manalarını taşıyan şefkat ise; Allah’ın rahmet ve hikmetinin bir cilvesi ve bir tezahürüdür. Bütün mahlukattaki anne ve babaların yavrularına olan şefkatini tefekkür eden biri, Allah’ın sonsuz şefkatini idrak eder ve ona (c.c) müteveccih olur. Aynı zamanda hayatında şefkati kendine bir prensip yapar, insanlara karşı merhametli olup en sonunda Rahim ismine ayna olur.
Bütün bu gelişmeler ve kemale ulaşmalar elbette çok külli ve geniş meyveler verecektir. Bu meyvelerin en güzelleri insanın mükemmelleşmesine ve neticede Allah’ın rızasını kazanmasına vesile olanlarıdır ki, bunlarda acz, fakr, şükür ve şevktir. Şahsi kemalatımız açısından acz ve fakrımızı mükemmel anlamaya vesile olan bu yol, iman ve Kur’an hizmeti açısından âdeta her şeye şükretmeye ve insanların imanına tarifsiz bir şevk ile koşmaya vesile olmaktadır.
İlave bilgi için tıklayınız:
- Yirmi Altıncı Söz'ün, Zeyl'inin, Hatime'sini açar mısınız?
- İnsanı Allah'a ulaştıran yollar: Acz, Fakr, Şefkat, Tefekkür (Video: Prof. Dr. Ş. DİLEK)
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü