"Mevcudata inkısam eden muhabbetleri cem ve muhabbetinle beraber mahbub-u hakiki olan Fâtır-ı Hâkîme ihdâ etmek lazımdır." İzah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

İnsanın kalbinde nihayetsiz sevme ve aşık olma yeteneği vardır ve bu yeteneği Allah sadece kendisini sevmemiz ve kendisine muhabbet etmemiz için tahsis etmiştir. Bu sebeple insanın Allah dışında başka bir şeyi sevmesi ona aşık olması kalbin bir şirki oluyor.

"Buna rağmen öyle insanlar var ki, Allah’tan başka varlıkları ona denk tutar da Allah’ı sever gibi onları severler. Gerçek müminlerin Allah’a olan sevgileri ise, her şeyden daha sağlam ve daha kuvvetlidir..." (Bakara, 2/165)

Öyle ise kâinata ve masivaya dağıtmış olduğumuz sevgi ve muhabbetimizi toplayıp Allah’a yöneltmemiz ve sadece onu sevmemiz gerekiyor. Diğer varlıkları da Allah’ın bir eseri bir sanatı noktasından sevebiliriz. Aşk-ı mecazi anlamda mahlukatı sevmemiz kalbin bir marazı ve hastalığıdır anlamına geliyor.

İlave bilgi için tıklayınız:

- "Dünyayı ve ondaki mahlukatı mana-yı harfiyle sev; mana-yı ismiyle sevme. 'Ne kadar güzel yapılmış.' de. 'Ne kadar güzeldir.' deme..." Devamıyla izah edip Arabî ibarenin mealini verir misiniz? Ayrıca, hüsünle cemalin farkını açıklar mısınız?

- Bediüzzaman'a göre beşeri aşk nasıl olmalıdır?

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 374
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...